Şehadet haberini aldığımda ağladım,gözyaşlarımı sessizce içime akıttım.Anına çok büyük saygısızlık olacağını düşündüğüm için ağladığımı belli etmedim. Zaten hayat felsefen böyle değil miydi?
Giden her yoldaşın arkasından büyük acı ve üzüntü duymamak mümkün mü?Ama sakın yanlış anlama,çaresizliğimizden değil,aksine anlam gücünü daha fazla derinleştiren duygu olduğuna işarettir.Sonuçta acı,toplumsal özgürlüğün temel ölçüsü değil mi?Acı duymayı bilmeyen özgürlüğün farkına varabilir mi?Acının ne olduğunu bilmeyen,hayatın saf,berrak,temiz yanının farkına varabilir mi?Acıyı yaşamayan,devrim gibi zor bir yolda iradesini çelikleştirebilir mi?
Muhammet,itiraf etmeliyim ki arkandan ağlamamak,yas tutmamak gerektiğinin çok iyi farkındayım.Hatta burada olsaydın “şehidin arkasından ağlanmaz!” derdin,çünkü hepimiz biliyoruz ki,özgürlük büyük bedeller gerektiren bir hedeftir.Zaten yaşamı güzelleştiren,özgürlüğü anlamlı kılan bu bedel değil mi?
Yıllar geçtikçe seni anlamaya başlıyorum.Kişiliğin,duruşun,idealistliğin…
Seni anladıkça ve seni düşündükçe yazmaya başlıyorum her defasında.Amed delikanlısı,ya o hep felsefik içerikli tartışmalarını kim unutabilir.İnce zekanla her soruya,her yaklaşıma,her anlayışa verdiğin felsefik yanıtlar ve felsefik yaklaşımlara ne demeli?…
Gözümü kapatıp seni düşündüm her an perdenin son kısmını kan kaplıyor.Sen bir kez daha,bedenlerimiz kurşunlarla parçalanabilir ama ruhumuza asla dokunamazlar,kuralını pratikte ispatladın!Ruhumuza ve düşüncemize kurşun geçirebilecek bir güç henüz bu yeryüzünde yok çünkü!Olmayacak da..Özgürlük ruhu ve düşüncesine hangi kurşun etki edebilir?
Dostum!Orada,bulunduğun yerde rahat ol.Arkadaşların,yoldaşların;umutlarını,özlemlerini ve hayallerini gerçekleştirme dışında hiçbir seçeneği asla ve asla kabul etmeyecek.Geride bıraktığın hatıran;her zaman ve her yerde,her koşulda yaşayacak ve yaşatılması için her şey yapılacak…
Hasret ile…
||şeyhmus