Resmi rakamlarda olmayan,
iniltili,
tanısı ancak vicdanlarda konulan
bir şey var.
Şirazesi kaymış,
Kafka’nın Samsa’sı gibi bir sabah
böceğe dönüşmüş olan,
insanın tortusuna atıfta bulunan
bir şey.
Yavaşlatılmış, kartpostallara sığdırılan,
temsili kentler, abartılı insan halleri,
afilli sözcükler var,
kartpostal satıcısı yalnızlığında
kitap aralarına sıkıştırılan.
Kartpostal satıcısı yalnızlığı diye
bir şey var, sorardık bulabilseydik
kartpostal satan,
var mıydı gerçekte böyle bir adam?
Bir şey var diyorum,
bir şey…
Bu gün olup,
yarın olmayacak olan.