Esirgedi gözlerini, çevirdi saat kulesine
Başını alıp gitti yüz verdiği bütün kuşlar
Geçmiyordu saat, geçmiyor geçmiyor
Söz vermişti halbuki geçeceğine
Her şeyin hem de
Bir çok defa geçeceğine
Elaya çalmış gözleri takıldı saat kulesine
Ona on vardı, geçmiyordu saatler, geçmiyor
Söz vermişti oysaki geleceğine
Her şeyi telafi edeceklerdi bugün
Mesela daha önce hiç beraber olmamışlardı
Bir fotoğraf karesinin içinde
Senesi bin dokuz yüz altmış iki olan
Geçmemişlerdi hiçbir sokağından, İstanbul’un
Mesela daha önce beraber bakmamışlardı
Denize, gökyüzüne, iki boğaza
Hiç otobüs bileti almamışlardı
Ülkenin en doğusuna
Demem o ki, şimdi zaman çok değişti
Çok ağır, elini tutup bırakmak
Bir şiir uzaklıktayken ellerin, bir şehir değil