Neden düzen çok çabuk değişiyor? İnsanları bu kadar çabuk değiştiren ne? Zaman da bir o kadar kısaldı. Günler çok çabuk geçmeye başladı. Daha bir hafta önce 24 şehidimizin arkasında ağlayan milletimiz bugün onları unuttu. Şimdi herkes de bir milliyetçilik var. Neden Van’daki vatandaşlarımızın arkasından konuşuyorlar? Konuşanlara sormak lazım siz insan mısınız? Terörü Van’daki depremi yaşayanlar çıkarmış gibi bir his var millet de. Sorun bakalım terörü onlar mı çıkarmış? Sizin içinizden birisi çıkarmış olamaz mı? Tabii günümüzde kimin ne yaptığı ortaya çıksa ona bir mazeret bulunabiliyor.
Ben eğer bir yerde kargaşaya sebep olsam onu herkese gösterir miyim? Hayır göstermem. Nerede zayıf birini bulsam onun üstüne atarım. Sonucu ne olursa olsun. Benden uzak olsun da kimin başı yanarsa yansın. Günümüzde çoğu kişinin düşüncesi bu. Kısacası herkes ”Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyor. Bunu söyleyenlerin eskilerden bir farkı var yalnız. Eskiden kişiler hiçbir şey yapmadan başkasının yaptığı şeylere böyle diyorlardı. Şimdiki insanlar ise kendi yaptıklarını başkasının üzerine atarak bu atasözünü tekrarlıyorlar. Oysa o atasözü bu durumlar için söylenmiş bir atasözü değildir. Ama bunu kimse düşünmüyor ve aklına ne gelirse gelişigüzel onu söylüyor.
Bu bize gösteriyor ki artık dünyada yaptığın şeyler ne yaparsan yap önemli değil. Çünkü artık herkesin söylediği sadece kendini ilgilendiriyor. Bu yüzden herkes kafasının estiği işi yapıyor. Kendisinden başkasını düşünmüyor. Varsa yoksa kendisi.
Eskiden dostluk, arkadaşlık… gibi kavramlar vardı. Bunlar uygulamadaydı. Kim kimin dostu kim kimin arkadaşı belliydi. Şimdiler de dostlar arkadan vurabiliyor. Arkadaşlıklar sınıflara ayrılıyor. Bir kişi çalıştığı yerdekilerle iş arkadaşı oluyor, kaldığı evdekilerle ev arkadaşı oluyor, okulda ki tanıdıklarıyla okul arkadaşı oluyor. Kimse bu benim en yakın dostum demiyor, diyemiyor. Peki bizi bu kadar kendimize bağlayan ne? Diğer insanlara güvenmememizin sebebi ne? Bunu açıklasınlar bize.
Neyse çok soru sorduk ama bu soruları cevaplamaları yine kendilerine kalmış. Ben niçin kendi düşüncelerimi yazıyorum? Çünkü biz kavramı unutulmak üzere. Birileri “biz”i bir kuyuya atmışlar ama ağzını kapatmamışlar. Onun ağzı da kullanılmaya kullanılmaya kapanmaya başlamış. Yakında biz diye bir şey kalmasa şaşırmamak gerek…