(BOK BÖCEĞİ, 12.07.2016)
İnsanoğlu gerçekten garip bir canlı. Özellikle suistimal; yeryüzünde başka hiçbir canlının bu tarz bir eğilimi yok. Bilimsel bir yaklaşımla, bize suistimalci olmamızı söyleyen genetik bir kod taşıyoruz. Teist bir yaklaşımla, suistimal şeytanın bir vesvesesi. Hemen horoz gibi kabarma, bu genellemenin içine kendimide koyuyorum, merak yok; bende çiğ süt emmiş bir insanoğluyum. Maddi anlamda suistimal gözetmesemde, manevi anlamda gözetmişliğim olmuştur. Tam yedi yıl boyunca, gözlerinin içine bakarak, seni çok seviyorum dediğim kız arkadaşımı defalarca aldattım ve aldatma girişiminde bulundum. Bu bir ihanetti ama bunun yanında beni terketmeyeceğini bildiğim ya da terkedemeyeceğine inandığım için bir suistimaldi çünkü ilk defasında affetmişti ve bu yolla her defasında affedeceğim demişti. Gerçekten garibiz, yaz gelince kışı, kış gelince yazı bekliyoruz hep. Çoğu zaman, sahip olduğumuz şey aslında hep aradığımızı ve sahip olursak değerini bileceğimizi söyledigimiz şey ama hangi yaklaşıma inanırsın bilmem, asıl gözü doymayan ve nankör olan biz insanoğlu. Mesela yaşadığı ve o olmazsa hayatın da olmayacağı yeryüzünü, tahrip eden, ekolojik dengeyi bozan, kolaylık diyerek icat ettiği telefon, televizyon, yakıtla çalışan motorlu, ısı yayan birçok aracı yaratıp küresel ısınmayı yaratan, hayvan popülasyonunu alt üst edip, vahşiyi evcil, evcili vahşi yapan yine insanoğlu. O beğenmediğimiz, hiçbir hesaba almayıp, adını dışkı ile adlandırdığımız bok böcekleri bile, yedikleri bokun içindeki meyve ya da bitki çekirdeklerini bokla birlikte yerin altında kilerledikleri ve o çekirdeklerin yeni bitki ve ağaçlar olarak yüzeye çıkmalarını sağladıkları için hayatın devam ediyor ve devam edecek olmasında bizden bilmem kaç kat daha fazla faydalılar ama adları BOKböceği, işte insanoğlunun gerçek faydaya verdiği değer bu ..