” Yola çıkıyorsun arabanın benzinini fulleyerek… Bir insanı seviyorsun gitmeyeceğini bilerek. Araba çok eski bir araba kendini taşıyamaz bir halde. Ama sen aldırmıyorsun arabanın o eski haline çıkıyorsun yollara. Kim bilir ne anısı vardı sende değil mi? Basıyorsun gaza basıyorsun gitmeyeceğini bile bile. Bir insanla bir ömür geçiriyorsun seni bırakacağını bile bile. Ama biliyorsun ki çok anısı var hatrında. “
Arabalarla pek ilgisi olmayan benin aklına gelen tek açıklamaydı bu. Benim bile aklıma geldiyse vay şu dünyanın haline! Ama insan yeri geldi mi hiç bilmediği bir kavramdan bile bahsedebiliyor; bunu duymuştum daha önceleri çünkü. Ben de bahsetseydim ne olurdu ki sanki? Kuşlar ötmez, çiçekler açmaz mıydı yoksa?
Bahsetmiştim işte.. İçim cız etti birden! Şu sıralar içim birçok şeye cız ediyor biliyor musun? Hep bir endişe, korku, kaygı ve hüzün… Hayır olsun! Eyy korkularım, tasalarım, umutlarım, hayallerim! Hayır olun bana…Bari siz hayır olun bana!
Böyle ümitsiz bir kişiydi direksiyondaki kişi. Kendi hayatını, içindeki insanlarını yönetemeyen nemrut bir adam gibiydi. Nemruttu ve çoğu zaman da bu durumdan mutluydu bu adam. Gün geldi nemrut olmadı; işte o an mutsuzdu artık o adam.
Ne çok dolandırdım değil mi lafı? Benzini fulledik ya ondandır belki… Biliyor musun burada her sokak, her cadde, her gece lambası seni anlatıyor, ya da ne bileyim hatırlatıyordur belki. Evlerin ışıkları, perdelerin arkasındaki nice hikayeler… Ben biliyorum onların ardındaki gözü yaşlıları, yarı yolda kalmışları, sırtından vurulanları ya da hayallerinden… Ama bak gece onları örtüyor değil mi? Ve sen şimdi onların hiçbirini duyamıyorsun. İstesen de duyamayacak haldesin be insan! İstesen duyabileceksin be ah insan!
Bu sokak bana iyi şeyler hatırlatmadı.. Tıpkı diğer anılarım, diğer insanlar gibi. Şu dünyada bana iyi şeyler hatırlatacak yerler de yok muydu acaba? Gölgesinde huzurla oturabileceğim bir ağaç? Bir gökyüzü?… Ya da oralardan bir dost eli uzanmayacak mıydı ben de burdayım diye? Hahah şaka yapıyor olmalıydım değil mi? Şaka!
Gökyüzünde milyonlarca parlayan yıldızlardan biriydim ben de.. Işığı sönmüş ama yine de kendini belli edebilen yıldızcık. ” Kendimi tanımlayışımı seveyim.” der burda yazar… Anlatacak çok şeyi olup da anlatamayan yazarın dramına şahit oldunuz şimdi mesela. Alınız efendim başınıza belayı! “En iyisi ben arabamı sürüp devam edeyim yoluma.” diyerek de yardımcı olur sizlere şu yazar … Seviniz o yazarı, hatta koruyunuz! Hatta üşenmezseniz, özleyiniz bir de.