Kendime koyduğum hedefler mi beni bitiriyor yoksa başkalarına iyi gözükme arzusu mu? Kendimi tanıyamıyorum. Kendimi anlamıyorum. Canım hep sıkkınmış gibi düşünüp göğsüme ağrılar giriyor. Kafam allak bullak. Kendimde iğrenilecek bir sürü özellik görüyorum. Çok zor geliyor benim için fotoğraf çekmek, süslenmek, ya da en kısasından saçımı taramak. Her bir iş yapışımda hiç değişmeyen bir yüzle karşılaşıyorum. İçimdeki burukluk ne kadar iyi haber alırsam alayım geçmeyecek gibi geliyor. Herkesin dalga geçmesi gereken bir aciz gibi davranıyorum. Sürekli ağlayıp içimi boşaltmak istiyorum. İçime aldığım her nefes, her duman ruhumdan bir parça götürüyormuş gibi hissediyorum. Bazen de tam tersine ruhum bedenimden ayrılmış da boş bir vücudu izliyor gibi geliyor. Kafam karışık. Yazdıklarım alay edilesi. Ne yapmalıyım bilmiyorum. Bağdaş kurup oturmak, sıcacık bir kazağın içine saklanmak iyi bir fikirmiş gibi geliyor bazen. Beni kötülüklerden koruyacak bir şey kalmadığında sıcaklığın korur diye düşünmek istiyorum. Herkesin yapmacık olduğu ve bir yarış içerisinde avlanmaya hazır kaplanlar gibi birbirine bakması beni korkutuyor. Herkes bir psikologmuş gibi ne kadar değişik düşünüp garip olduğumu tartışıyorlar. Gülüşümün arkasında bir mesaj, üzüntümün arkasında ise bir ima arıyorlar. Belki de ben cam gibiyimdir ama herkesin yüklemeye çalıştığı anlamlarla opaklaşıyorumdur. Dünya ne garip bir yer. Ne kadar bencil bir varlıkmış insan. Ben merkezli, uyanık, yardımdan çok zararı dokunan… Kısacası ilginciz. İlginçliğin de tanımını anlamak zor. Güzel ama daha önce görmediğimiz unsurlar da bizim için ilginçken; çekindiğimiz, bir anlam ifade edemediğimiz kavramlara da “ilginç” sıfatını yükleriz. İnsanlar kendi hırslarını başka insanları tanımlamak için kullanıyorlar. Kendilerinin yapacaklarını sanki başkası yapacakmış gibi değerlendiriyorlar. Bir insanın yalan söylediğini nasıl anlarsınız? Yüzü kızarır, sesi titrer ya da utanırmış gibi yapar. Şimdi düşününce benim her zamanki halim bu. İnsanlardan korkan her söyleyeceği kelimede içi burkulan biriyim. Ağlamak benim için bir hobi olmuş durumda. İçimin acısını dışarı vuruyorum. İnsanların beni sevmesi için her şeyi yapıyorum gibi düşünüyorum. Ama sanırım bu da benim kendime söylediğim bir yalan. Bende sevilecek hiçbir şey yok. Gerçekten bir gün sohbet ettiğim sarılıp konuştuğum kişi bir sonraki gün yüzüme bakmıyor. Ne yapmış olabilirim diye düşünmekten sıkıldım. Ben sadece bozuk biri olduğuma dair olan inancımı devam ettiriyorum. Evim gayet boş ve rahatken böyle yerlerde ders çalışıyorum çünkü kendi içimdeki huzuru bulamıyorum. Bir insanın içinde huzur olmayınca da çevresinde de huzur bulamaz. Herkes ona karşıymış gibi hisseder. Ki başkalarının davranışlarına bakıldığın da herkesin ondan nefret ettiği olasılığı git gide artıyor. Kurduğum cümlelerin çoğu anlamsız geliyordur insanlara. Benim gibi düşünmeden ya da hayata benim gibi bakmadan anlamak zordur bu çileyi. Oysa ki ben sadece arkadaş olmak istemiştim. Yeni birileriyle tanışma takıntımı devam ettirip yeni arkadaşlar edinmek istiyordum. Ama ben bunu hak edemem çünkü bunun için hiçbir özelliğe sahip değilim. Ne oldu bilmiyorum konuştuğum her kişi bir süre sonra benden kaçıyor. Beni her daim dinleyen bir kişi var onun da zaten işi bu. Bu dinleme seansından para kazanıyor. Bazıları bana acıyor ve sadece ben ölürsem vicdan azabı çekmemek için bana yardım ediyorlar. Garip bir durumdayım. Duygularımı ve düşüncelerimi kimseye anlatamıyorum. Çünkü ben bana acınmasından ve bana karaktersiz bir insanmışım gibi bakılmasından bıktım. Ben bir hiçim ve hiç kalacağım. Etrafımdaki insanlar bile benim bir iş başaramayacağımdan eminler. Beni her geçen gün ezmek isteyen bir grup insanla baş başa oturuyorum. Kendime kızmaktan sıkıldım. Ben kimsesiz bir salağım. Sabahattin Ali’nin hikayelerine konu olacak asla mutlu olmayan o kadınım. Kadın bile değilim. Kadın bile olamam çünkü beceremem. Kim benle niye… Acınılacak halde olmaktan sıkıldım derken bile bunun benim kişiliğimi oluşturduğunu unutmamam gerek. Ben mutlu olmayı bilmiyorum çünkü kendimi sadece mutsuz olarak betimlemişim ve tanıtmışım. Koç burcuyum ama başka koçlar beni görse kendi burçlarından utanırlar.