İlk yazımda size gözlemlerimden bahsedeceğimi söylemiştim. Bu arada yazım kurallarına da dikkat etmem gerektiğini öğrendim.Okuyucular açısından konuşma dili hiçte akıcı okunmuyormuş 😀
Başlıktan da anlaşılacağı üzere ülkemizin genel anlamda güzel bulunmayan devasa şehrinde öğrenciyim. Muhtemelen şehri de tahmin ettiniz. Burada yaşamak zulüm arkadaşlar. Şehirle ilgili bi tavsiye verecek olsam bu tavsiyem “malum devasa” şehri yazmayın olurdu..
Muhtemelen bu şehrin İstanbul olduğunu düşünen de vardır ama yanlış tahmin.. Burası arkadaşlar mecazi anlamda değil yüz ölçümü olarak devasa bi şehir. Planlamasına lafımız yok ama insanları.. Bir şehir insanı öğrenciyi bu kadar mı sevmez ? Bu şehirde okumaktan daha kötü bişey varsa o da bu şehirde ilk yılının olması. Birinci sınıf olmamın da acemiliğiyle bindik otobüse geldik okumaya.. Güzelim sahil kentim Antalyam’ı bırakıp..
Bu konuda yorum yapmayın.. İsteyerek gelmedim saçmalama! İzmir için bavul hazırlarken tercih sonuçlarının açıklanmasıyla kendimi devasa şehirde izmir bavulumla buldum. Üniversitemin ilk zamanları soğuğa adapte olmakla geçti ki oldukça zorlu bi süreç. Tabi her şeyden şikayet edemem çünkü kaldığım yurdun okula yakın olması ve servisinin olması tamamen şanstı benim için. Aileden kopmuş olmanın burukluğu ve mutluluğuyla yeni maceralara yelken açmaya geldim. Aman bozkırın ortasında da ne yelken açılır sorma gitsin..