Kahkahalarınız acınıza battığında anlıyorsunuz büyüdüğünüzü. Gecenin köründe bölünüyorsa uykularınız, gözlerinizi açmak bu kadar korkutuyorsa eğer can yakan bir şeyler vardır demektir. Gök gürültüsünden korkan çocuklardık biz. Ne ara bu acıları sığdırdık kalbimize. Küçükken yorganın altına saklandığımızda güvende hissederdik kendimizi. Öcüler yiyemezdi bizi o zaman. Peki ya şimdi… Örtüyü çekince kafamıza kadar, geçiyor mu acılar? Çocuktuk, güzeldik o zamanlar. Sadece alınmayan şeker için akardı gözyaşlarımız. Ve hep sadece dizimiz kanar sanıyorduk. Büyüdük, öğrendik kanayan yerlerin sadece dizlerimiz olmadığını. Kalp de kanıyormuş kaptan! O yarayı öpen olmayınca haliyle geçmesi de zor oluyor. Büyüdük kaptan! Artık o çizgi filmlerdeki rengârenk dünya yok etrafımızda. Artık her şey siyah… Olabildiğince “siyah”