Hayatı boyunca yaşından dolayı potansiyelsiz, cahil görülüp susturulmuş çocukların izlerine denk geldim. Anlatmaya, dinlenmeye, onore olmaya, saygı görmeye o kadar açlardı ki, yaşları altı da olsa altı yıllık bir masumiyet yatıyor sözlerin ardında: Yahu çocuğunu hiç mi dinlemez insan? Geleceği emanet edeceksen eğer ‘sen küçüksün sus’ diye ötelemeyeceksin ki ileride elden ayaktan düştüğünde, yalnızlaştığında kapını çalan bir evladın olsun. Evet bunun bir de yaşlanması var, yalnızlaşacaksın. Ben on yedi yaşındayım. Akıl verecek yaşta hiç değilim, ama aklı başında bir birey olduğumu görmeyip beni susturan herkese haddini bildirecek çene vermiş rabbim. Ne iddialı söz değil mi, biraz da ahlaksız bence, hatta bana yakışmadı, ama bu sözü söyleyecek kıvama bizi bilmiş büyükler getirdi. İşe bakınız ki hatamı kimse söylemeden fark edebiliyorum, çünkü beni ötelerken yanılıyorlardı. Bu da benim en sevdiğim iddiam, belki cahilce ama cesurca.