Sensiz ilk gece bu şehrin içinde. sokaklar artık renksiz, gözlerinle ışıldardı tüm ülke. sahiden bir gemiyle gittin bu şehrin içinden.. kurudu denizler dalgaları taş oldu elimde.
Gözlerinin içine bakarken çarpıyorsa kalbim ellerini tutup da sıkarken titriyorsa tir tir dizlerim Utanma be kardeşim Kızarmasın yüzün söyle Bunun adı aşk değil de ne Gece rüyama giriyor Tatlı uykumu…
Sıradan görüntüsüne karşınÇok farklıdır aslında sevdiğim kadın AysunGözlerinin kahverengisiBütün renklerden daha bir anlamlıdırDaha bir renkliHatta benim için o gözlerin rengiÜç ana renge bedelİşte o Aysun ki;Bana bütün gelişleri,Gelişigüzel.
Görüyorum artık o aşikar saklı hududu,Hem bir serap gibi, yok ama orada bu gerçekliğin boyutu,Ahududu bahçesinden geçer gibi leziz ve enfes,İç gıdıklayıcı bir ses gibi, girift gerçek budur, Gelmesi bekleneni…
Mutluluk gezegeninde yaşayan iki aşık İki farklı kıtadan birbirine köprü kuran aşk Birbirleriyle çarpışmak için çırpınan iki bakış Kenetlenmek için pusuda yatan iki el Nefesine susamış iki dudak Kalplerinin ritmine…
yapayalnızken hayatta sen çıktın yoluma bin yıldır tanıdıktı ruhun ruhuma hissettim elimi tuttuğunda kalbim çarpıyorken tenin tenime değiyorken bir seni istedim hayattan senden başka her şeye sahipken varken bile yoktun…
Suyu çekilmiş gövdesinden Bir karpuz kabuğu gibi şimdi Can çekmiş ellerini üzerinden Can vermiş cansızlığına Yüzü yok gülmeye, gülerse İhanet edebilir karpuz kabuklarına Sonra Göğsünden sarkan bu sarkıtları O dikmedi…
10 KASIM Bugün yıl, iki bin yirmi üç, Kasım’ın onu Koca bir asır geçti, Cumhuriyet kurulalı Seksen beş yıl önce, kaybettik biz onu Kirpiklerim ıslak, gözlerim yaşla dolu Hayran kalmış…
Düşünün ki bir şehir var Bugüne dek hiç ayak basmadığım bir şehir… O şehrin içinde bir kadın O bana olabildiğince uzakken Ben ona nefesi kadar yakın Düşünün ki gezdiği tüm…
Bir şair mi daha iyi anlatır? Yoksa bir ressam mı? Yamaçların tepesinden görünen o çam ağaçları Yemyeşil duran o yabani otların yaşama telaşları.. Hangisinin dili daha ağır olur? Bir şair…
Küskün değilim ne Ay’a ne Güneş’e Karanlık bizim varsa yıldız gecede Korkmuyorum ormanda çakal ulusun Akmaz kanım dişleri batsa tenime Necati Kavlak 25 Haziran 2018
Eskiden kuşak deyince akla bele sarılan sarık gelirdi Kenarı püsküllü allı güllü renkli kumaştan yapılırdı Bele kıvrımlı biçimde sarılır arasına bir kama takılırdı Sekiz köşeli şapkayı da takınca başına değme…
Bana kendinden bahset biraz. Neden okyanus gibisin. Neden bu kadar derinsin mesela. Ve neden ben sende boğulmaktan korkmuyorum. Bana kendinden bahset biraz. Neden uçurumun en büyüğü sensin Neden sonun yok…