Olur mu böyle sonunu göremediğim kuyulara itmek beni ?
Nefes almadan yaşayabilir mi insan ?
Veyahut hangi şehir paklar sensiz geçireceğim günleri ?
Cevap veremediğim soruların, cevaplayamadığım sonları.
Gülümsemeyi kestiğinden beri kutup misali donuyor yüreğim,
Gündüzleri Güneş, geceleri Ay’dın sen.
Bir son bu kadar yok edebilir mi paramparça olmuş hayatı,
Ve bir kadın böylesine derin işleyebilir mi her zerresine adamın.
Seni seviyorum…
Bu öyle basit bir cümlenin içine oturtulan basit sevgilerden değil.
Seni bir yıldızın gökyüzüne sevdası,
Bir sigaranın çayın yanında ki narin duruşu gibi seviyorum.
Beklemek gibi bir erdemin, üstadı olmuşum sanki
Her bir dakika daha fazla yoruyor beni.
Yoruldukça daha çok özlüyorum,
Yolunu kaybetmiş bir martının, yuvasına hasreti gibi.
Ne diyordu şiirler giderken sen,
Şarkılar hangi notada süzülüyordu rüzgarda.
Sigaranın dumanı nasıl işliyordu o saatler içime,
İnan hiç birini tarif edemiyorum, seni sevmenin ağırlığına boynumu büküyorum.
Saçlarının asaletine mest olurken tüm cemil cümle,
Gülüşüne henüz acun üzerinde yazılmış tüm şiirler kadar şiir yazılacakken,
Bir ömür değil, her ömür devri daimi senin için biçilmişken,
Seni sevmemek olmazdı zaten.
O yüzden gitme kadın…
Beni nefes almaktan alıkoyma,
Beni sensizlikle yorma,
Beni sensiz bırakma.
1 comment
Geceler parlayan yıldızlar.. seni hatırlatıyor..
O parlak gözlerinin yüreyimle çarpıştığını..
Şimdi de duyuyorum kalp atışlarımla..
Seni içimdeki sessizliyinde kaybolarak seviyorum..
O huzurlu sağır edici sessizliyinle..
Seni seviyorum..