Günler hızla akıp geçerken pencerenden ölüme yaklaştığını düşünebilir mi insan.Ölümü yanıbaşında yaşayan ölümsüz insanlar için doğan güneş ve ay ,gece ve gündüzden ibarettir sadece.Ne kadar hızlı akıp geçiyor zaman.’Ne zaman büyüdüm bu kadar ?”Daha dün arkadaşlarımla top oynuyordum ,bir alt sokağa kim önce varacak diye haykırarak deli gibi koşuyordum.Herşey daha farklıydı sanki o zamanlar.Daha büyüktü bir kere insanlar, daha uzun ,daha güçlüydü.Her şeyi biliyorlardı ,hepsinin gözlerinde şefkat ,sevgi vardı. Daha yeşil ,bol çiçekli ,böcekliydi ve kahkaha sesleriyle çınlıyordu dünya çocuk gözlerimde .Çocuk gözlerinle bakmak dünyaya önemli bir şeydir ve çocuk yüreği …
Çocuğun yüreği;korkusuzdur ,meraklıdır ,utanmaz ,yorulmaz,güçlü ve cesurdur.Ölümün insanoğluna hiç yakışmayan zamanıdır çocuk.Ve masumiyetin ete kemiğe büründüğü tek andır belki… Ve insanın sevmeyi başardığı tek zamandır belki de.Sevginin en masum halini yaşadığı zamandır belki de..Şimdi aynı çocuk tekrar bakıyor pencereden dünyaya.Güneş doğmuş ama kokusuz sanki ve kelebekler yok artık ,o
büyük insanlar hiçbir haltı bilmez halde başları önde bir yerlere koşuyor ve hiçbiri gülümseyip başımı okşamıyor artık.Ve penceremde yansıyan görmezden geldiğim bir yüz var .Soğuk nefesini hissettiğim ama umursamazsam yanımdan geçip gideceğini düşündüğüm ölüm…Daha kaç kere bakmalıyım bu doğan güneşe ve yansımanı kaç kere görmezden gelmeliyim şu penceremde.
Boşver ..
Derin bir nefes al umut dolsun yüreğine ,sal içindeki çocuğu sokağa her yer çınlasın yeniden…