Birbirlerini hiç görmemişler, birbirlerine hiç rastlamamışlardı,
Öyle ki; hani olur ya rüya aleminde bile denk düşmemişlerdi,
Ama oralarda bir yerlerdeydiler, belki yakın, belki uzak,
Bakışları vardı göremedikleri, seslerinin tonunu bildikleri halde işitmedikleri,
Hayat onları buluşturacaktır bir gün, belki yarın, belki uzak,
Üstelik nazarları değerdi birbirlerine, hissederlerdi o hoş nazarın ruhlarında püfür püfür estiğini,
Bir nazar-ı aşk ki nefeslerini keserdi.
Nasıl olurdu da göz görmeyince katlanırdı gönül? Oysa sevda katlanılmayacak bir şey değil ki,
Aşkın da kademeleri vardır elbette, yüreği yetmeyenler bilge aşıkların halinden ne anlar ki,
Aşkın da kademeleri vardır elbette, en düşüğü şehvettir. Şehveti aşk sananlar birde evlenir,
Hani bütün iş görmektir ya; gönül yol geçen hanı mıdır? Aşksızlığın kıskacına düşenler birde evlenir,
Bizzat kendi istekleriyle yaparlar da, zayi olan sevdalara reva mıdır bu?