Kurduğum hayallerime ulaşmamın imkansızlığına inanmıyorum.Aslında,hayatta imkansız bir şeyin varlığına inanmıyorum,desem daha doğru olur.Fakat nasıl bir hisse bazen geliveriyor işte akla,imkansız olabilme ihtimalleri…
İşte o imkansızlık olasılığı yüksek olan hayallerimi bir balon içine hapsedip,gökyüzüne salmak istiyorum.Hatta adını da ‘dalgıç hayaller’kurmak istiyorum.O kadar dalıp gidiyorum ki onlara…Balonun içindekilerin olabilirliği yokken,bari onları taşıyan balonum özgür olup uçsun.Gitsin en yükseklere.Bulutlara…Oturup misafir olsun onlara.Bir hüzünlü yağmurundan içip,kızgın şimşeklerinden yesin.İçerken kendini bulut ağabeylere anlatsın.Yerken de bulut ağabeylerinin ona olan sert düşüncelerini dinlesin.Belki utanır da bir daha böyle imkansız hayalleri taşımaz diye…
Belki,belki sandığım gibi yükseklere uçmaz,başka bir yerde iner yeryüzüne!Orada da benim gibi her gün aynı hayalin peşinden koşmaktan usanıp,onları bir balonla yolculuğa uğurlamak isteyen küçük bir çocuk vardır.Tam balonun ucunu bırakacakken,balonumu fark edip onu da diğer eline alır.Bir elinde benimkini,diğerinde ise kendi kini tutar.Belki de balonu patlatıp,havaya bırakır hayallerimizi.Onları taşıyanı değil,içindekini azat etmek için.Yada onun da hayalleri aynı benimki gibidir.İki balonu da birbirine bağlayıp,bırakır gökyüzüne.Kim bilir belki de balonumun ipi bir dilek ağacına takılır.
Düşünsenize ağacın her dalında yazmalar…Onlar dileklerini dileyip oraya bağlarken benim ise hayallerim gelip o ağaca takılıyor…
Peki ya bu tahmin ettiğim yerlere de gitmediyse?Ama nereye gidecek ki başka?Düşünüyorum da,hayallerim böyle özgür mü olacaklar gerçekten!Yoksa bendeyken daha mı çok özgürlerdi?İstediğim anlarım da, hatta istemediklerim de bile yanımda.Her anımda…
Beni yoran ise sadece aynı yerde takılı kalmak.O dalgıç hayaller aynı yerde durup,aynı şeylere dalıyorlar.Hatta bu yüzden adını dalgıç hayaller koydum ya!
Her insanın kendine ait bir gökyüzüsü var.Herkes onu yanında taşır.Aslında gökyüzümüz beynimizin içinde.Oradaki sınır,inanın gökyüzünün sınırlarından daha geniş…Yani tek sınırsız bölge kafamızdaki beyindir…En güzel ve en büyük marifeti de olmayanları oldurmaktır. Hayaller mesela…Onları var edebilen ve yaşatan tek şey de o’dur.