Dün dolmuştayım..Bir beyefendi (!)nin telefon konuşmasına mecburen şahit oluyoruz..O sessizlikte konuşan tek kişi olması hasebiyle..Aradığı kişiye şöyle diyor’’Diploma notunu 100 lük sisteme çevirip bana söyler misin?..Bir ‘’DOSTUM’’ için lazım.’’..Aradan belli bir zaman geçtikten sonra kişi arıyor tekrar ve sonucu söylüyor..Malum kişi heyecanlı bir şekilde ‘’DOSTUNU’’arıyor ve ‘’haydi gözümüz aydın olsun.’’diyor ‘’puanın yetiyor hemen doktoraya başvur..’’Buraya kadar sorun yok..Sonrasında malum şahıs şunu da ekliyor..’’Bir de sana güzel bir referansım var..Oranın rektörü……………. Kişinin ünivesiteden sınıf arkadaşı’.Birşeyler yapabilmek için illaki tanıdık vasıtası kullanılmalı mı?İnsanın azminin,çalışmasının önüne nasıl geçer bir tanıdık?.Aklım almıyor,gönlüm almıyor,ruhum almıyor…Almasını da istemiyorum zaten..Ne zaman işini ehline bırakmayı öğreneceğiz ?İki cihan Güneşi EFENDİMİZ oysaki Mekke fethedildikten sonra Kabe’nin anahtarını Müşrik olan kişiden alıp Müslüman olmuş birine vermiyor..İşin ehli o çünkü..Bu olay kişinin gönlünü ısıtıyor ve Müslüman oluyor…Ne zaman din,dil,ırk,görüş vs. gibi sıfatları atıp insanları gerçek yüzleriyle göreceğiz..Ne zaman ‘’benden’’ olmasa da işini ‘’O’’ daha iyi yapar..Bu mevkiyi ‘’O’’ daha çok hakkediyor diyebileceğiz..Bunu diyebileceğimiz gün insanlık dağının zirvesine ulaşmış olacağız..Zor ama birgün görebilmek dileğiyle…