Hayatımıza yön veren nedir ? Yani bizi ayakta tutan hedeflerimize götüren yada tam tersi olduğumuz yerde saymamıza neden olan şey nedir; kararlarımız mı alışkanlıklarımız mı? Yapılan araştırmalarda alışkanlıklarımızın kararlarımızdan çok daha etkili olduğu belirlenmiştir.
Hayatımız istediğimiz gibi gitmediğinde kendimize ilk sorduğumuz şey nerede yanlış yapıyoruzdur. Sonrasında, tespit ettiğimiz bazı eksikliklerin düzeltilmesi için hemen yeni kararlar alınır, uygulamaya geçilir ilk gün kesin yapılır ama sonrası kararın alışkanlığa dönüşme safhası düşündüğümüzden de zor olur. Bir kararın yada davranışın alışkanlığa dönüşmesi ise oldukça zordur. Bir alışkanlık kazanmak için çocuklarda 21 gün büyüklerde 40 güne ihtiyaç varmış. Bilinçli olarak bir şeyi kırk gün yapabilmek zor meziyet… Alışkanlıklarda kararlı durmak olmazsa olmaz bir şey ama dürüst olmak gerekirse kararlı olabilmeyi her kişilik kaldırmaz… Anlatmak istediğim alışkanlık değiştirmek öyle eşya değiştirmeye benzemez zordur…
Ama böyle zor bir şey, ya biz fark etmeden bizim isteğimiz dışında ve hiçte zorlanmadan yapılabiliyorsa… Yok artık iki satır önce alışkanlıkların değiştirilmesi zor diye yazıp kararlılığı vurgula üstüne ya hiçte zorlanmadan alışkanlıklar değiştirilebiliyorsa yaz. Olur mu hiç?
Olur, subliminal mesaj bu konuda derdimize derman mı yoksa başımıza dert mi bilmiyorum. Ben ilk defa subliminal mesajı bir arkadaşımın, çocuğuna bir çizgi filmi izletmeme nedeni olarak duydum, tanımlayacak olursam subliminal, insanların istenmeyen alışkanlıklarından arındırılmasında veya insanlara yeni bir alışkanlık veya düşünce kazandırılması hususunda, müzik veya resmin arkasında biz fark etmeden bizde, yeni biz yaratan teknik.
İnsanlar fark etmeden çeşitli mesajlarla etki eden subliminal mesajlar, dünyanın bir çok ülkesinde kullanıldığı hatta Rusya da bu yöntemi uygulayan televizyon kanallarının denetlendiği, gerektiğinde bu kanallara ceza verildiği biliniyor.
Yine bu teknikle daha çizgi film seyrederken geleceğin nesilleri yetiştiriliyor. Birileri bizi istediği şekle ve kalıba biz fark etmeden sokabiliyor.
Tüm bunların yanı sıra bu teknikle insanların bazı alışkanlıklarının yerine yenilerini yerleştirmek için mesaj yöntemini kullanabiliyor kısaca hiçte zorlanmadan yeni bir alışkanlık için kırk güne ihtiyacımız yok. Çocukken, hep ne ekersem onu biçeceğime inanırdım, büyünce anladım ki sadece kendi tarlama ben ekmiyorum…