Bazen çok inanıyorsun karşındakine. Hele ki seni o inandırıyorsa kendine. Güveniyorsun. “Tamam, bu sefer oldu, bu sefer son.” diyorsun. “Kızımız saç rengini hangimizden alacak acaba?” diyorsun ya da “Oğlumu nasıl Beşiktaş’lı yapacağım?” diye hayal kuruyorsun ister istemez. Nasrettin hoca misali, hırsız gelir, soyar ve ebediyen gider. Sen suçlanırsın “Neden bu kadar çabuk güvendin?” diye. “Neden kapıldın ki?” derler. Bir zaman sonra anlamaya başlarsın gözünden, elini tutmayışından, gözükür göz bebeklerinde terk edeceğim seni düşünceleri. Bir dakika yahu. Bunun üzücü, romantik, yapış yapış bir yazı olamaması lazımdı!
Hayalleri olan, çekirdeğe başladı mı bırakamayan, dört kişilik yazan çorbayı tek başına içen adamım ben. Sırf yatağımda kedi yatıyor, kaldırmayayım diye kendi yatağıma yatamadığım günler oldu benim, niye üzer ki lan bir insan beni!? İbneliğin manası ne ki şimdi!? Sadece sorularım var. Bir; babam hiç pasta yapmıyor, neden bu kadar güzel pasta yapmayı öğrenemedi!? İki; bir gün evleneceğim o insan! Neredesin şu an!? Sen de benim gibi Le’Cola içiyor musun? Ya da 8-0 diye dalga geçiyor musun? Kesin fenerlisindir. Ne zaman karşıma çıkacaksın? Ona göre depresyondan çıkacağım da. Hep sen gelmedin diye bunlar! Evet, ayrılık insana çok koyuyor. Hayır, ağlamıyorum, filmler çok üzücü sadece. Ve Hayır! 31 çektiğim falan da yok. Sadece 3 günde 11 tane film bitirdim. Evimizin salonu varmış, boş vaktim çok olduğundan biraz gezdim içinde. Bir de o kadar güzel değilmişsin. Ya da senden sonra herkes çok güzel geliyor bana.
-Ağlıyor musun?
+Ağzını kırarım senin!
Buraya yok iyi olmayın, yok kızlar karaktersiz erkekleri sever falan yazmayacağım. Mesela, Memento o kadarda güzel bir film değilmiş. Bi’ de fark ettim ki üzgünken okuduğum her şey sanki bana yazılmış gibi. Ama ben yazmayacağım. Çünkü romantik olmaz. Elinde temizlik bezi varken ne kadar romantik olabilirsin ki?
-Televizyonun sehpasını sildin mi?
+Unutmuşum.
Çıldırdığım falan yok. Çok sıkıldım. Yemek yapmak bir erkeği tatmin etmiyor. Farklı bir şeye ihtiyacım var. Yeni kızlarla mı tanışsam yoksa eski kızlara mı yapışsam? Yok yok, en iyisi aşağı inip Patos Acılı alayım ben. Ara sıra dedektiflik falan da yapıyorum. En son görülme tarihine bak. Etiketlediğin fotoğrafları silmeseydin bari!?
-Yemek hazır!
+İş üstündeyim!
Geçen bakkala indim. En büyük faaliyetim bu aralar. “Aşık mısın oğlum?”, dedi bakkal. Parayı ödeyip sütü almadan çıkıyormuşum az daha. O da haklı. Beşiktaş’lıyım dedim. Çok havalıydım o anda. Elimde süt falan. Oğlum sende bir şey var deyip duruyor annem. Babam sana görücü usulü bir kız buluruz biz deyip duruyor hala. Anneme odaklanıyorum.
– Ne yiyeceksin oğlum?
+Makarna iyidir.
İştah kalmadı! Hala suçlusu sensin evleneceğim kız! Şu an eminim ki üniversite vizelerinin derdindesin. Ben de ne izlesem derdinde. Tek isteğim var. Çok bekletme. Bir sürü manyakla karşılaştım. Sen mükemmelsin deyip durdular. Lan o zaman niye ayrılıyoruz hep!?
-Soğudum.
-Kış geldi ondandır.
Şaka lan turp gibiyim. Fakirim ondan çıkamıyorum evden. Arkadaşlar tatilde falan. Eski sevgili benim içinTtwitter’da bir sayfa sadece. Pişman olacak şeyi kim özler ki!? Pişmaniye! Haha esprilere bak. Hava almam lazım. Camı açayım. Oha karşı komşunun kızı varmış!? Hemen dambılları çıkartayım.
Ayrılık acı bir baharat…
@kopuksenario