Sıkıcı ve boğucu bir yaz akşamıydı.Donna sıcaktan suratını buruşturup etrafına bakındı, Doktor’u göremedi. O sırada San Diego da gün batımının keyfini çıkaran Doktor Donna’nın külhan beylerini andıran ses tonunu işitti:
“Doktor hadi çabuk ol bana verdiğin sözü unutmadın herhalde geç kalabiliriz! “
Doktor Donna’ya kınama yüklü bir bakış atarak: “Bir zaman makinesine sahip olduğumuz düşünülürse ki o sadece bir zaman makinesi değil sence sıradan bir yere geç kalmamız mümkün mü? “
Donna gözlerini kısarak:
” Dahilik taslayarak verdiğin sözü unutma Marslı çocuk!
– Ben Marsl.. Neyse verdiğim söz neydi?”
2020 yılının sıcak San Diego şehrinden ayrılıp 1967’nin sisli San Francisco’suna cisimlenen ikili kendilerini yerel bir benzinlikte buldular gençler heyecanlı bir şekilde etrafta dolaşıp kapalı havaya aldırış etmeden şarkı söylüyorlar, gülüşüyorlardı. Donna da Beatles üyelerinin üzerinde resmi olan bir t-shirt ve kot pantolon kapıp giyindi ve neşeli grubun arasına katıldı. Doktor Donna ya verdiği Beatles konseri sözünü tutmuştu fakat dediği gibi geç kalmak üzerelerdi. Biraz kalabalığın arasında gezinirken bir çifte rastladı, çift sıcak kanlı, arkadaş canlısı ve paylaşımcı insanlara benziyorlardı. Ayaküstü sohbetin ardından Donna da çiftle tanıştı, Doktor Donna ile konuşurken daha fazla bilgi verdi:
“Kızın adı Mary oğlanın ki de Crack, MIT de fizik okurken tanışmışlar ve hemen ardından evlenip Winsconsin’e taşınmışlar.Ah,unutmadan Tim adında 6 aylık çok şirin bir bebekleri var sence kalan yolumuza onlarla devam edelim mi?”
Donna başını evet der gibi sallayarak çiftten hoşlandığını ve konsere geç kalmak istemediğini açıkça söyleyerek Doktor’a döndü ve:
” Hadi biraz hareket edelim yoksa birileri gidiş biletimizi elimizden alabilir. ” dedi ve yürüdüler.
Mary:”Siz de evli ya da sevgili falan mısınız?” diye sordu.
Doktor samimi bir kızgınlık tavrıyla kesinlikle “Hayır” dedi ve
Donna:”Hey ben burdayım! ” dedi ve “Ne güzel bir karavanınız var büyük babamın da bir tane vardı fakat satmak zorunda kalmış.”
Crack garipseyen bir bakışla:”Çok havalı ve genç ruhlu bir büyük baban varmış amm.. bu arada adınız neydi?” Öne atılan Donna ” Benim adım Donna ve bu da..
– Doktor sadece Doktor. Bu arada sakıncası yoksa karavanın arkasındaki römorkörü kullanabilir miyiz?
-Ahh tabi neden olmasın, biz de bavullarımız için kullanıyorduk ama garip bir şekilde çalındılar.” dedi Mary. Doktor TARDIS’i römorköre Donna’nın yardımıyla bağladı ve Crack söze girdi ” Vay canına o bir telefon kulübesi mi?
-Teknik olarak öyle ama o benim meditasyon alanım” deyip tahtadan arkadaşına parlayan gözlerle baktı. Kısa bir hazırlık süreci onları karavan yolculuğu için ideal kişiler haline getirmişti ve yola koyuldular. Crack araba kullanırken Mary soru sormakla görevliymiş gibi Doktor ve Donna’yı konuşturuyordu ama iki tarafta bundan şikayetçi değildi, sıradaki soru Doktor’un işi olunca Crack da dikkat kesildi ve Doktor:
“Benim işim görülmeyeni görmek ve evrendeki işleyişin bozulmamasını sağlamak, mesela yaşlı bir yıldızın ömrünün sonlarını ihtişamlı bir yeni yaşama çevirmesi yani bir yıldızın sonu denen şeyin aslında bir başlangıç olduğunu saptayabilmek, tıpkı bizim güneşimiz gibi ama ondan daha büyük abilerinin patlaması kendi güneşimizin oluşmasını sağladı ve evet güneşimizden 3, 4 kat büyük olan kardeşlerinin patlaması Kara delik denen ketum zaman perdesini oluşturur ve saniyenin milyarda biri sürede perdeyi aralamazsan Nötron yıldızının reaksiyonlarına katılıp buhar olabilirsin işte ben bunları bilmekte yükümlüyüm.”
Mary ve Crack birbirine baktılar, etkilenmişlerdi:”Aynı okulda okumadığımızdan emin misin?” dedi Crack ve ekledi ” Bu dediklerin gerçekten inanılmaz ancak Einstein’ın dediği gibi ışık hızının evrende sınır olduğunu düşünüyorum kaldı ki ışık hızına bile çıkamazken bunları görebilmek ve yaşayabilmek güç.”
Doktor sakince “Ahh evet o da bir bakış açısı” dedi.
Karavan Amerikan yollarında sallanarak giderken TARDIS’de sallanıyor ve yeni başlayan sonbahar yağmuruna göğüs geriyordu. Sonunda konser alanına ulaştılar ve Doktor Donna’ya Crack ve Mary’nin yanında kalmasını söyledi süpriz bozulmamalıydı. Psişik kartla kulise giren Doktor yanında iki kişiyle gelmişti bunlar John Lennon ve Paul McCartney’di.Donna gelenleri görünce gözlerine inanamadı ve t-shirt’ünün üstündeki baskıya baktı ve emin oldu koşarak ikisinin boynuna sarıldı ve Mary de onları gördü “Aman Tanrım” diyerek o da John ve Paul’un boynuna sarıldı. Kalabalığın çokluğu gelenlerin fark edilmemesini sağladı ve konser başladı. Şarkılara eşlik eden Donna Doktor’u da cesaretlendirdi ve coşkuyla şarkılara eşlik ediyorlardı. Konserin bitiminde yakın Yesterday’i çalıyordu ki aniden alana doğru güçlü bir lazer topunun alana çarpması coşkuyu korkuya çevirdi aniden, Doktor içinden bu bir dalek silahı olabilir düşüncesi geçti ama bu imkânsızdı çünkü kendi gözleriyle bu kendini beğenmiş ırk kendini yok etmişti. O donuk ses duyuldu: “Yok Et!” Çığlıklar artarak yeri göğü iletiyordu ki Doktor yanındaki arkadaşlarına beni takip edin diyerek koşmaya başladı, TARDIS’e ulaştıktan sonra römorkörden el birliğiyle indirdiler ve Doktor kapıyı açıp içeri girmelerini söyledi.
İçeri girdiklerinde Crack “Şaka yapıyor olmalısınız” dedi, Mary nutku tutulmuş bir şekilde etrafına bakınıyordu.Doktor kapıları kapatarak “Burada güvendeyiz” dedi. Mary söze girerek “Çok havadar bir meditasyon alanı” dedi. Crack “Az önceki robotumsu şeyler neydi? Niye bize saldırdılar?” dedi. Doktor şoka girmişti ezeli düşmanı kendisini yok etmişti fakat şuan net bir soğuklukla karşısında duruyordu. Kendilerini yok ederlerken Doktor içinde bir acı hissetmişti ancak şimdi masum insanlar tehlikedeydi ve Doktor bir çözüm üretmeliydi, hemen dışarı atıldı ve konser alanının bir enkaz yığınına döndüğünü gördü. Ve Daleklere seslenerek:
“Dalek ırkı yıkımınızı durdurun istediğiniz bensem beni alın masum insanlara zarar vermeyin! “
Bir Dalek öne atılarak ”Doktor” diye bağırdı ses tonu her Dalek gibi kulak tırmalayıcıydı: Sen bizimle geleceksin.
-Beni yok etmeyecek misiniz?
-Bunu öğreneceksin
-Neden kendinizi yok etmeye çalıştınız?
-Dalekler yücedir, Dalekler yok edilemez, yok eder, yok et, yok et!!”
Bir anda duraksadı ve Doktor’a:Sen bizimle geleceksin dedi.Bu davranış şekli Dalekler için bile saçmaydı:
-Tamam sizinle geleceğim diyerek öne çıktı ve bir Dalek gemisi gözüne çarptı.
Gemiye binip yükseldiler tam o sırada TARDIS’in etrafında küçük çapta bir yangın çıktığını fark etti ama koruma kalkanı alevleri püskürtüyordu, tıpkı ateşten bir çember gibi. Doktor düşünmekten çılgına dönmek üzereydi, Dalekler başta diğerleri gibi kendilerini yok etmek istedi ama bu ırklar kendilerini üstün gören ve evreni korkuyla yönetmek isteyen ırklardı, neden bir anda yok olup tekrar dönmek istediler? Planları ne? Ama Doktor’un Daleklerde fark ettiği şey onu çok şaşırttı sanki birşey onları kontrol altında tutuyormuş gibiydi ama böyle bir şeyle karşılaşmamıştı.O sırada Donna yeni arkadaşlarıyla sohbet ediyordu ve onlara Doktor’u, yaşadıklarını, nereden geldiğini ve uzaylıları anlatıyordu, Crack “Yani sen bize gelecekten geldiğini, o adamın bir uzaylı olduğunu ve bu tuhaf kulübenin zaman makinesi olduğunu mu söylüyorsun? Bu delilik!”
Donna:Ahh,evet bunu dışarıdaki uzay çocuklarına anlat ” dedi ve konsolun üzerindeki bir monitörün yanmaya başladığını fark etti bu monitörde Doktor onu bıraktığı zaman acil durum protokolünü hazırlamıştı ve zeki arkadaşının bu tür durumlar için bir şeyler düşündüğünü farz ederek teker teker hologramlara baktı ve en son Martha’nın görüntüsünde durdu yalnız bu sefer Martha’nın üzerinde hizmetçi kıyafetleri vardı. Donna daha fazla üstünde durmayarak denilenleri dinliyordu. “Acil durum protokolü 16 eğer bunu dinliyorsanız ya Doktor yine hafızasını sildi ya da birileri tarafından alıkonuluyor demektir.
TARDIS sizi onun yanına cisimleştirecektir ve tehlikeli bir durum karşısında TARDIS size ihtiyacınız olanları sunacaktır.”
Hologram bir anda kapandı ve konsol yeni uykudan uyanmışçasına yavaşça çalışmaya başladı, hızlandı ve her zaman ki o bilindik homurtuyla uzaklaştılar, Yere indiklerini düşündüler ama dünyada değillerdi.Yörüngeye oturmuş bir Dalek gemisiydi bu.
Donna kapıyı araladı ve koridorun başına kadar yürüdüler.O sırada Doktor Dalekler’in bu hallerinden hoşlanmamıştı.Bir Ood kadar itaatkar ve savunmasız aynı zamanda bilinçsizce gezinmeleri onu bir hayli şaşırtmıştı. Doktor olanlara anlam veremedi bir türlü ve bir kez daha şansını deneyerek:
“Beni hatırlamadınız mı?! Ben Doktor, Dalek ırkının baş düşmanıyım.
– Bizim düşmanlarımızı o belirler, o bütün Dalekler’in kurtarıcısı.
– O kim?
– O bizim ve tüm evrenin kurtarıcısı. “
Dalekler’in telepatik bir etki altında kaldıkları kesinleşmişti.Fakat bu nasıl olabilirdi? Donna koridorun sonunda bir Dalek bekçinin ilerlediğini gördü tam arkasından ilerliyordu ki o garip ve kulak tırmalayıcı ses duyuldu hemen arkasından Dalekler pili bitmiş oyuncak robot gibi kala kaldılar.Donna:
“Ohh yüce tanrım!!! neredeyse bir tuzluk bizi öldürecekti” dedi ve ilerledikçe tüm Dalekler’in aynı durumda olduğunu fark ettiler. Doktor’un yanına ulaştılar, elindeki ve ayağındaki lazer kelepçelerden kurtulmak isteyen Doktor: Şükürler olsun! Donna buraya nasıl geldin?
-Acil durum protokolü işte sonra anlatırım.Hadi hemen gidelim buradan.
– Kelepçelerimi çok sevdim ama onlarla TARDIS’i uçuramam. Sonik tornavidamı bulabilseydim keşke.
– Bunu mu arıyorsun havalı çocuk?
– Vay canına Donna seni tebrik etmem gerekli onu nasıl buldun?
– Şurada duruyordu.
– Ah teşekkür ederim sanırım çevresel görüşüm eskisi gibi iyi değil.
Tiz ses yavaş yavaş kesiliyordu. Doktor yanındakilere koşmalarını söyledi ve hemen arkasından metalden ağır bölüm kapıları kapanmaya başladı ve tam TARDIS’e yaklaşmışken son kapı kapandı. Crack ve Mary hayatlarının en ilginç gününü yaşıyorlardı ve gördükleri onca dehşet verici şeyden sonra radyasyon geçirmez kalın camlı bir pencereden dünyayı izliyorlardı, Doktor o sırada son ölü kilidi açmaya çalışıyordu ve kilidi açmak için bir Dalek’in parmak izi denilebilecek görme çubuğunu okuyucuya okutmaları gerekliydi bir anda arkalarında put gibi duran Dalek’e döndüler ve Doktor: ” Evet bu olabilir aslında.”
– Hadi tuzluk yuvarlayalım” dedi Donna Doktor’un ardından vakitleri azalmıştı ve çabucak Dalek’in metal gövdesini ittirdiler.
Kapıdaki okuyucu organik veriyi onayladı ve kapı açıldı. Hız kesmeden TARDIS’e ulaştılar ve Dalekler o sırada trans halinden çıkmışlardı ve 10 saniye içinde cisimlenmezlerse başları belaya giricekti.Monitöre koordinatları girdi. İvme sabitleyiciyi aktive ederek sihirli çekiciyle konsola vurdu “Aha, işte şimdi gitmeye hazırız tuzluklara elveda de Donna.Allons-y!” diyerek kolu indirdi. Sarsıntılı seyahat sonrası konser alanına indiler, fakat etrafta hiçbir saldırı izi ölü ya da harabeleşmiş bir şehir yoktu, konser bitmişti ve insanlar eve dönüyordu. Zaman ve mekânda sıkıntı yoktu.Olanlar bir sanrıdan ibaretti sanki biri Doktor’un zekasını küçümsemeye, onun zihniyle oyun oynamaya çalışıyordu sanki.
Crack ve Mary e dönerek:”Lütfen hemen yola çıkın bir terslik var ailenizin yanına gidin.
– Seni yalnız bırakmayız.
Donna arkadaşça bir tavırla: Sizi anlıyorum ama o yalnız değil ve en önemlisi sizin bir bebeğiniz var. Hadi şimdi Wisconsin’e dönüp Noel’i ailenizle geçirin dedi.Bu sözlerin ardından o iğrenç tiz ses yine duyuldu hemen ardından bağrışan insanlar sakinlerine başladı sadece Donna ve Doktor TARDIS’e girmişti ama ses orada da duvarlara vuruyordu. Donna bir anda durgunlaştı ve Doktor ancak koordinatları girmişti ki bilinci bulanıklaşmıştı ve San Diego’ya geri geldiklerinde Doktor bulanık zihnini yokladı ama net bir şeyler hatırlayamadı. Donna’nın yaşadığı hafıza kaybı daha sertti eğer hafızası tekrar yerine gelirse tüm anıları yok olabilirdi ama bu denli anıları hatırlaması için Zaman Lordu güçlerine sahip olmak gerekliydi.
Doktor ve Donna son 24 saate dair hiçbir şey hatırlamıyordu.Doktor karışan kafasını toparlamaya çalıştı ama olanaksızdı, Donna hiçbir şey yaşanmamış gibi manzarayı izliyordu, yaşananlar zihninden silinmişti ama hiçbir şey tam anlamıyla zihinden silinmezdi ve onun unuttuğu birşey daha vardı.Uğraştığı kişi Doktor’du.O evreni durmadan kurtaran,dinlenmeyen ve sürekli koşuşturan adamdı.Onun gazabı da merhameti kadar büyüktür düşmanları için en kötü kabus Doktor’un içinde olduğudur ve o evreni sayısız kez kurtarmaktan asla bıkmayacak ve yol arkadaşlarıyla yıldızların ötesinde kahraman olmaya devam edecekler…