DOĞRULAR YANLIŞLARDA KAYBOLMASIN
Yanlışlarımızın farkına varmadan doğruları bulabilmenin mümkünatı var mıdır?
Hayatta bir çok insan doğru yolda yürüdüğünü bildiği her şeyin doğru
olduğu inancı ile hareket etmektedir.
Fakat, hesaba katmadıkları tek şey inanmakta oldukları doğrular
yüzünden çarşıya pirince giderken evdeki bulgurdan olacakları.
İnsanoğlu, her zaman benim; benden başkası yoktur. Düşüncesi ile yola
çıktığı için her daim gökyüzüne bakarak yürür ve kendisini dev
aynasında görmekten bir türlü vazgeçmek istemez.
O yüzden hayatına yön veren doğru bildiği yanlışları tekrar etmekten
beri durmaz.
Ben bilirim havası ile önüne bakmadan yürümekte inat ettiği için de
hayatı boyunca dünyasına ışık tutacak olan doğrulara sırt çevirmekten
vazgeçmez.
Kendisini zor durumda bırakacak bir engelle karşılaşacağı ihtimalini de
hesaplamadan yolunu bitirmeyi, kendine yedirememektedir.
Bu yazımı da bir örneklendirme yapmadan, siz değerli okurlarıma sunmayı
uygun görmüyorum ve örneğimi sizlere naklediyorum.
Değerli ağabeyimiz kaderdaşımız ünlü sanatçı Metin Şentürk’e oynamakta
olduğu dizide bir soru soruluyor, soran kişi cevabını aldıktan sonra
düşünemediğini söyler.
Güzel bir cevap da nakletmiş olduğu o cümlesinden sonra gelir.
İşte olay bu güzel kardeşim, önceden düşünemediğimiz için şimdi bu
durumdayız cevabını verir.
Yani Metin Şentürk ağabeyimizde yanlışlarımızı görmeden doğruları
bulmamızın imkanı bulunmadığını, bu güzel cümlesi ile belirtmektedir.
İnsanlar, hayatını değiştiren engelleri görmemenin klaslarını
sarsacağı inancına sahip oldukları için hayata yön veren gerçek
doğruları hiçe saymaktan çekinmez.
Sırf gökyüzüne bakmayı tercih ettiği için önüne gelen çukura
düşeceğinin de hesabını yapma zahmetine girmez.
İnsanlar bir türlü düştükleri yanlışı görmemekte ısrarcı oldukları
için uğrayacakları bir hüsran fırtınasının önünde, oradan oraya
savrulup gidecekleri fikrine de akıllarının bir köşesinde yer
vermezler.
Eğer bu düşünceyi zihinlerinin bir köşesinde bulundurmaktan beri
durmasalar hayatlarını daha farklı bir biçimde devam ettirirler.
Sizleri yıllardan günümüze kadar gelen ve yapmaktan bir türlü
vazgeçmediğimiz önemli ve büyük bir hata ile daha yüzleştirmek
istiyorum.
Engelliler konusunda olduğu gibi yazık ki kadınlarımız konusunda da
hayata yanlış açıdan bakıyoruz.
Bu konuda da yukarıda sözü geçen dizide olduğu gibi yine Metin Şentürk
ve bu sefer bir bayanın insanlara vermiş olduğu dersi örnek
göstereceğim.
Derler ki bayanlar elinin hamuru ile erkek işine karışmasın, evinde
oturup çoluğuna çocuğuna baksın geri kalan bütün işleri biz
hallederiz.
Bilinmelidir ki bu büyük bir yanlıştır.
Ne yazık ki erkeklerimizin, bu büyük hatayı görmek işine gelmemektedir.
Ama ben bir erkek olarak diğerleri gibi düşünmüyorum.
Kadınlarımızın da üstesinden geleceği işler her daim vardır.
Örneğini verdiğim dizide, kızın bir tanesi tavla turnuvasına katılarak
bütün rakiplerini yıldırma taktiği ile alt ediyor.
Sona kalarak Metin Şentürk’ün karşısına rakip olarak çıkarak maçı
beraberlikle sonlandırıyorlar.
İkisi de birbirlerine bir amaç için orada bulunduklarını belirterek bir
centilmenlik gösterisi ile insanlara bu iki önemli konudan, büyük bir
ders çıkarmaları gerektiğini anlatıyorlar.
En sonunda Metin ağabeyimiz, bir centilmenlik daha yaparak bu tacı sen
tak kardeşim, diyerek yine yapacağını yapıyor.
Yani diyorum ki bu hayat sadece sağlam insanlardan ve erkeklerden
ibaret değildir.
Yaşadığımız bu hayat üzerinde, engelli insanların ve kadınlarımızın da
başarılı olacağı işler her zaman vardır olacaktır.
Kadınlarımız, en zor olan analık başarısını elde ederek zafere giden
yolda en büyük adımı atmışlardır.
Engelli kardeşlerimizin başarıları ise saymakla bitmez.
Telafisi olmayan hatalara düşersek aramakta olduğumuz doğru yolu bulup
menzile varamayız.
Bununda göstergesi o kadar hatayı gördüğümüz halde bir türlü doğruya
ulaşamadan bir arpa boyu yol alamamamızdır.
Mevlana Celaleddin Rumi’nin mesnevisinden okumuş olduğum şu güzel ve
anlam yüklü sözünde kaleme aldığım yazıyı, bir nevi özetlemiş olduğunu
düşünüyorum.
” Değirmen taşını su götürür.” Yani hata üstüne hata yapmamızın bize
yükte hafif, pahada ağır bir maliyetinin olacağını anlatmaktadır.
Unutmamamız lazım gelen en önemli şeyin yanlışlarımızı görmeden
doğrularımıza ulaşmamıza mümkünat bulunmamasıdır.
Demek oluyor ki küçük dağları ben yarattım havasına bürünüp kibirle
hareket etmemiz, bizim hayatımız boyunca yapmış olduğumuz en büyük
yanlışımız olmuştur.Buda hayatımızın vazgeçilmeyen bir gerçeğidir.