Dibe vurdukça hep yeni dipler keşfettim. Yalnızlığın pençesinde boğuşurken daha çok yalnızlık istedim. Insan kendini terketmedikçe, tam anlamıyla “yalnızlık” kavramını yaşamış sayılmazmış aslında. Huzuru huzursuzlukta buldum. Hüznümün beni ayakta tutan iskeletim olduğunu farkettim. Ardından umutsuzluğu et niyetine bürüyüp bedenle buluştum.
Artık tamamım.
Ve işte, Kimyasal sûkunet; antidepresanlar.
Merhaba Depresyon.