Günlüğümü son kez bedenimle yazıyorum bir daha aynı bedene ulaşabilir miyim bilmiyorum ama her şey kuzgunlarla başladı.Kuzgunları yaptığımızdan beri yolunda gitmeyen bi şeyler vardı. Önceleri bunu inkar ediyordum ama kendi yaptığım araştırmalarda bunu gösteriyor.Biz çevrecilerin desteğini de alabilmek için güneş enerjisini kaynak olarak kullandık. Bir hata değildi gayet her şey yolundaydı şirket karları, üretim, son tüketiciye kadar hiç bir sorun yoktu. İlk şehirde yaşayan kedi, köpek ve farelerde fark ettiler şehir lağımında yaşayan farelerin nüfusu hızla azaldı bunu ilk fark eden şehir üniversitesi oldu ama onlar bi sonuca bağlayamadı.Bu haberi okumuştum nerden bilebilirdik. Aynı şekilde insanlara yakın yaşayan tüm hayvanlarda bunu gördü üniversiteler, 2042 yılının ortalarında bunun için bir laboratuvar kurdular. laboratuvar kurulumunda bir çok devlet, şirket, vakıflar destek verdi ben ise sadece izledim. İlk önce bir virüs olma ihtimali üzerinde duruldu. Dünya Sağlık Örgütü alarm vermişti tarihini hatırlamıyorum büyük şehirlerde yaşayan tüm hayvanlar belli bir sayıda denek alıp gerisi yakılmıştı toplatıldı tüm hayvanlar kısa bir süre geçti dediler sonra bir bilim adamı geçip bu hayvanlar virüsten ölmedi bunlar yeteri kadar güneş enerjisi alamadığı için öldüler dedi.
Bazı kesimler buna inanmadı ‘bak tepemizde güneş nasıl oluyor da onlara yetmiyor’ gayet düz mantıktı halk bunu kabul etmedi.
Bu açıklama üzerine danışmanlarım ile görüştüm. Ar ge grubu oluşturduk küçük bi grup araştırın neyin nesi dedik. Bende çok üstüne gitmedim. O pislik herifin böyle bir oyun yapacağı aklıma bile gelmedi. Kendi torpilli tanıdıklarını bu ar ge ekibine alacağını. 2 ay kadar sonra bir sunum yaptılar şirketin herhangi bir zararı yok, kuzgunlar sorunsuz ve hala güneş enerjili çalışıyorlar dediler.
‘Sadece kuzgunları mı kontrol ettiniz!!!’
diye bağırdığımı hatırlıyorum.
‘Peki ya dürdane!!!’