Bir düşten öteye gitmesini istediklerimiz vardır.Asık oluruz da sevdiğimizin de bizim kadar sevmesini bekleriz eğer olmazsa sevdigimizi düşlerimizde yaşarız ta ki bir başkasını düşlerimize sokana kadar.
Acı verir bazen,saplanır kalır yüreğin en derinliklerine düşlerimiz.Hayaldir bir çoğu düşlerin ama gerçekleşmesini istediklerimiz değil midir aslında bu yüzden gerçeğin ta kendisidir ‘düş’.
Adana’da pamuk toplamaya benzer düş kurmak,rakı masasıdır,gece ayazında sokakta yürümektir hepsinden öte zordur ama alışınca bırakamaz insanoğlu.Zaaflarımızı görmezlikten gelir bazen,düşler belki de hayata karşı bir pan-zehir iradesi ortaya koyar.
Samimiyettir,adamı satmaz,yarı yolda da bırakmaz ayrıca esas oğlanı sen oynarsın,en güzeli sen seversin burası en güzelidir işte.
Tabi bir gerçeklik vardır, o da düşlerin ötesindeki gerçek hayattır nefesini aldığımız hayat eğer burada kurduğumuz düşler gibi bir hayat yaşıyorsak sorun yok demektir.
Eğer mutsuzsak,huzursuzsak o zaman düşlerimiz vardır.Kendi yalanımızdır dogrudur.
Düşlerimizin ötesindeki yaşama kavuşuncaya kadar pes etmeyecektir insanoğlu eğer pes edecek olursak kurduğumuz düşleri dahi satmış olacaktır.
“Düşlerimizin ötesindeki yaşama kavuşacaktır elbet insanoğlu”.