Bir güne daha merhaba demek için nice günlere elveda dediğimizi unutur biçimde sürdürüyoruz yaşamımızı. Şu gerçek ki hiçbir yarın, dünden daha güzel şeyler getirmeyecek yoksa ölüm geçmişte gizlenmiş olmaz mıydı? Başka sorusu olan?
Başka soru soran yoktu ve basın açıklamasının sonuna gelinmişti. Ayağa kalkıp, kendinden emin adımlarla, kendinden emin olmayan adam aynı anda yürümeye koyuldu. Birer birer kapıları ardında bırakırken az önce sorusu sorulmuş olan dünler ve bugünlere hitaben, kapı üzerilerine geçmişle ilgili tarihler yazılıydı. Kendinden emin olan adımlar titremeye, kendinden emin olmayan adam sorgulamaya başladı. Az önce salonda soruyu soran kimdi düşüncesi beyninin içerisinde dört nala koşarken geriye sadece erken boşalmış bir salon, ereksiyon halinde yakalanmış bir ergen vardı.
Muhalif duruşu ve yaptığı basın açıklamasıyla üzerine birçok ok çektiği doğru fakat kendisi basın açıklamasını yapar yapmaz, söylediklerinin kapı üzerilerine yazılmış olmasına anlam veremiyordu. Basın açıklaması sırasında sorulacak soruları bilmiyor, cevapları da hazır değildi. Fakat bu yaşanılan durumun bir mantıklı açıklaması olmalıydı. Korku yakındı, ölüm kadar ve kendi dediği gibi hiçbir yarın dünden iyi şeyler getirmeyecekti. Gözlerini yumdu.
Ağzından süzülen cümleleri yaşadıktan sonra hayatı sonlanmıştı. Geleceği görmüş olabilme ihtimali üzerine düşünenler de oldu, kendisini ölümsüz hale getirmek için bu yolu seçtiğini düşünenler de. Her inançtan insanın sevdiği düşünürün helvası yenmedi. Birçok dinden seveni olanın helvası da yok kırkı da. Cenaze evinde açılan televizyon gündemi ortaya koydu.
“Düşünür, düşüncelerinin kurbanı oldu. Katilin, ecel olduğu söylense de farklı kesimler, kendi yarattığı karakterin düşünürü öldürdüğünü savundu.” Sıradaki haberimiz “Dünya Kadınlar Günü’nde sokaklarda yürüyen ve eylem yapan kadınlar hakkında”…