Beynimin içi,soru işaretlerinden oluşan kavimlerle dolu ve tarihteki en büyük göç yaşanıyor.Her iki göçün de temeli aynı; sorunlardan kaçma,yeni yerler bulma arayışı.Ve size temin ederim benimkisi çok daha büyük bir arayış.
Geniş çaplı tüm yolculuklar gibi benimkinin de durakları var elbet.İlk göçün aksine kalkış durağım Orta Asya değil,benliğim.Rotamın nerede son bulacağına dair en ufak bir fikrim yok ama yazının sonunda öğrenmeyi umuyorum.Çünkü hayatımdaki bütün bu belirsizlikler çok telaşlı şekilde kıpırdanmaya başladı.Benliğim rahatsız.
İlk durağımın tabelasında ”kimim ben?” sorusu asılı.Nerede olduğunu tarif edemem çünkü oraya giden tek vagon defterim.Kimim ben?Hayatısorgulamak diye blog açan basit bir ergen mi?Rockstar olacağına inanarak büyüyen ve 17 yaşında Palahniuk okuyan yeni bir hayal kırıklığı mı?Sepetteki çürük yumurta ya da çürük yumurtaların olduğu sepet mi?Hayır hayır.Bana bu duraktan yolcu çıkmaz.
İkinci durağım en büyük isteğim üzerine,saksı olmak!Evet, kesinlikle Chbosky haklı; saksı olmanın da faydaları vardır.Mesela en büyük faydası,zararının olmaması.Vasat bir aptal olmak gibi kötü seçimler yapamıyorsunuz.Hayır hayır,kararımı verdim.Ben kötü seçimlert yapmayı hiç seçim yapmamaya tercih eden birisiyim.Bu duraktaki yolcuları istemiyorum.
Üçüncü durağım tembelliğim.Kırtasiyeye boş kağıdın fotokopisini çektirmeye giden çocuğum ben.Elimde tertemiz bir sayfa varken o sayfayı doldurmak yerine çoğaltmayı tercih ediyorum.Her şeyi erteliyorum,zaman güvenimi onlarca kez sarsmışken niye hala ona bu kadar çok güveniyorum ki?Neyse,bu duraktaki yolcuları daha sonra alırız.
4. durağımın tabelası kırılmış,o yüzden size adını söyleyemeyeceğim.Daha en başından hayal kırıklığı.”Bugüne kadar gerçek olan dilek var mı?” diye sormak isterim şarkıdan çıkarak bağımsızlığını ilan eden cümle edasıyla.Hayal ve kırıklığı.İki ayrı kelime olmasına rağmen artık bileşik olarak yazılmaya başlanacak.Birbirlerini o kadar benimsediler ki,hayal der demez noktalam işareti edasıyla yanına kırıklığını koyuveriyoruz.Sadece yazarken değil üstelik,bunlar birbirlerine yaşam botunca prangalılar.Neyse,bu duraktaki yolcular istesem de binmezler vagona.
5. durağım hacim olarak en büyük tabelaya sahip; Aşk.Ona büyük harfle başlayacak kadar saygınız olmalı.Hayatım boyunca merak ettiğim iki sır vardı,birisini ölene kadar öğrenemem sanırım.Ama diğerini öğrenmem bir kaç ay öncesine tekabül ediyor.Evet açıklıyorum:filmlerde anlatılanlar gerçek.Ay ışığı altında o şalın slow motion hareket ettiğini gerçekten görüyorsunuz.Fakat yalnızca şanslıysanız tutabilir ve yalnızca Tanrı sizi çok seviyorsa nasıl koktuğunu öğrenebilirsiniz.Bu durak yüzünden kağıtlara sığınabilir,savaşlar çıkarabilir,denizin ortasına kule dikebilirsiniz.Bu yüzden tabelanın diğer yüzünde koyu harflerle tehlike yazar.Ve her ne kadar yolcuları çok alımlı olsa da,vagonu kaçıracaklarına eminim.Hep geç kalırlar.
6. durağımı hepinizin büyük harflerle duymasını istiyorum,çünkü adı haykırış.Öylesine bir haykırış değil,benim haykırışım.Ben 17,Sıtkı’ya göre yarıda bile değilim. İnançlarım, hayallerim, hislerim, boşvermişliğim var benim.Çözüm bulma arayışımın kendisi bir çözüm, her harfim başlı başına umudum.Tüm yolcular inebilir,son durağımıza geldik.Buranın iklimi benim ve umutlarım için fazlasıyla uygun.