ENGELLERE YENİLMEYELİM
Hayatımız boyunca engellerle karşı karşıya olacağımızın neden farkında
olmuyoruz?
Bu engellerin başında şüphesiz cehaletin geleceği, her daim akılların
bir köşesinde bulundurulmalıdır.
Unutulmamalıdır ki cehalet yüzünden elimizden kaçırdığımız birçok
başarının olduğu aşikardır.
Bu engel sadece okul bitirmeyen kişilere has bir durum değildir.Benim
düşüncem bundan ibarettir.
Okuyup elinde en iyi üniversitelerden diploma alan şahıslarında
cehalet adlı engelin içinde olduğuna dair hiçbir şüphem yoktur.
Sanılmamalıdır ki ben üniversite bitiren insanları küçümsemek için bu
yazımı kaleme alıyorum.
Ama bir gerçek var ki diplomalı cahillerin kendilerini küçük dağları
ben yarattım havasında göklerde uçarak dolaşmaları.
Akıllarına getirmiyorlar ki her şeyi ben bilirim havasında dolaşmak,
hiçbir işe yaramıyor.
Bir bakarsınız ilk okul mezunu olan kişi, üniversite mezunu şahıstan
daha bilgilidir fakat bunu üniversite diploması ile gezen şahıs, hiçbir
zaman gururuna yedirememektedir.
Her zaman kendisini göklerde uçarken görür, küçük dağları ben yarattım
havasında gezmeye devam eder.
Düşünmez ki şu sözün karşısına zaman zaman çıkacağını, insanlar bu sözü
o kişiler için daima kullanmaktan çekinmezler.
Okumuş ama adam olamamış, bu sözü her zaman cehalet adlı engelin
pençesine düşen diplomalı cahiller için kullanırlar.
Engellerle baş edebilmemiz için hiçbir zaman başkalarını küçümseyici
gözle bakmamızın doğru bir şey olmadığını da anlatmak istiyorum siz
değerli okurlarıma.
Şunun da gözden kaçırılmaması lazım gelmektedir.
Diploma hiçbir zaman cehaletin yenilmesi açısından önemli bir vasıta değildir.
Bu kanaate nereden vardığım sorulacak olursa okumuş olduğum kitaplarda
ve yaşamış olduğum yıllar süresince yaptığım gözlemler beni bu yola
sürüklemiştir.
Ben, hiçbir zaman karşımdaki insana küçümseyici tavırlar sergileyen bir
insan olmamışımdır.
Bu tür şahıslarında etrafımda yer almasına müsaade etmekten uzak kaldım.
Bizim hayatımızı olumsuz bir şekilde etkileyen engellere yenilmemek
için büyük savaşlara girmenin, karanlıklara sürüklenmekten kurtuluşumuz
için tek yol olduğundan emin olmuşumdur.
O yüzden en büyük engel olan cehaleti, sizlere anlatmakla başladım
kaleme aldığım yazımda.
Gecemizi gündüzümüzü anlamsız bir hale getiren ne için yaşadığımızı
unutturan cehalet ve gönül körlüğü olmuştur.
Bu da zihinlerin bir köşesine kazınması lazım gelen bir gerçektir.
İnsanlar, körlüğü sağırlığı engel olarak görüyorlar fakat farkında
olmadıkları büyük yanlışların içine düştükleri cehalet ve gönül
körlüğü adı verdiğimiz engeller olduğuna inanmak istemiyorlar.
Ama ben her daim gözlerinin açılması için elimden gelenin fazlasını
yapmak için büyük uğraşlar vermekten kaçmıyorum.
Eğer girmiş olduğum bu savaştan kaçarsam kendimde cehalet adlı engelin
pençesinde oradan oraya sürüklenerek inançlarıma ihanet etmiş bulunur,
kendime olan saygımı da sonlandırmış olurum.
Her şeyden önce insanların gönüllerindeki körlükle vedalaşması için
yapmamız gerekenin fazlasını yapmamız, girmiş olduğumuz bu
mücadeleden de büyük bir zaferle çıkmamız gerekmektedir.
Ben, her zaman hayatta engellere karşı olan savaşımızın galibiyetle
sonuçlanması taraftarı olmuşumdur.
Söylemiş olduğum tek bir şey var: Her zaman ve her yerde birlik
beraberlik içerisinde olup engellerin bizi mağlup etmesine müsaade
etmeyelim.
Birbirimize sırt çevirmeyelim, korkuların üzerine giderek hayatımızı
karanlıklar içerisine çekmesine izin vermeyelim.
İnsanların göz ardı etmemeleri gereken bir şeyin daha olduğunu onlara
göstermemiz bizim için büyük bir görevdir.
Hayatımızda en büyük kayıp yenilgiyi kabul ederek savaştan korkup kaçmaktır.
Onun içinde diyorum ki güçlü olalım, mağlup değil galip olarak savaşı
sonlandıralım.Hiçbir zaman engellere yenilmeyelim başarılarımızı cehalet ve gönül
körlüğü adlı engellerin kalplerine bir ok misali saplayarak bu hayatta
bizimde var olduğumuzu gösterelim.