Ağır bir sis bütün duyguları bunalttı. İnsanı insan yapan sevginin üzerine kalın bir perde çekildi. ‘ben’ duygusu insanları zehirledi. Çıkar çatışması devam ediyor hâlâ; göğüs göğüse. Kimse pes etmiyor. Herkeste bir üstünlük kurma çabası. İnsan insanın üstüne basarak yükseliyor. Bütün insanî değerler ayaklar altında.
İnsan, o denli yabancılaşmış ki sevgiye ve merhamete, çok zorlamak gerekiyor kendilerine döndürebilmek için. Mazlumların ayak altı edildiği bu dönemde zalimler baş tacı edilir oldu. Oysa sevgiyle beslenmiyor muydu insan? Fakat yaşananlar bize gösteriyor ki ; aşımız bitti. Sevgi ve merhamet duygusuna soframızda yer vermiyoruz artık. Baş köşesinde zalimin oturduğu sofrada zulüm, işkence, çıkar, bencillik… yer alıyor.
Bencillik/ faydacılık/ çıkarcılık içinde yüzüyoruz sanki. Hissedebiliyorum. Ve görebiliyorum şimdi yaşayan herkesin tek tek kirlendiğini.
İnsanlığımız bir yön yanlışlığı içerisindedir. İnsî şeytanlar insanların önünü kesiyor. Bütün insanlarla bağ kurmalıyız, sevgiyle, merhametle… Nerede bir insan yaşıyorsa onunla bağ kuralım.