Sabahın köründen edilen merhabanın tadına doyum olmayışını
izler dururum yine rüzgarlı bir Eylül sabahından.
Tam yerinde atılmış düşeş zar gibi hmm enfes.
Fark ettiyseniz her ayın bir özelliği var, en etkileyicisinden.
Kasım’da aşk başka, Ocak desen Yılbaşı, Mart kedilerin ayı, Şubat sevgililerin…
Bırakın da okul bahanesiyle çoğu kişinin sevmediği Eylül bana kalsın.
Şiirler yazayım adına, şarkılar, hikayeler bile olur.
Ben Eylülde aşık olayım, benim en üşüdüğüm ay Eylül olsun, hatta yeni yıla bile Eylül’de gireyim.
Bu ay tümüyle benimle dolsun.
Üşüdüğümde ısıtacak sevgilim bile Eylül doğumlu olsun ve abartıyorsun diyeceksiniz ama
bir kızımız olsun onun adı bile Eylül olsun.
Neden Eylül diyeceksiniz 12 seçenek içinde.
Ben her şeyimi bir Eylül sabahında kaybettim,
Bırakın da her şeyimi Eylül sabahında geri alıp intikama sert bir darbe yedireyim.
Ne dersiniz olur mu?
Bu sefer Eylül benim olur mu?
1 comment
Haydi verdik bi seferliğine Eylül ayını 🙂