Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib Kılma derman kim helakım zehri dermanındadır.Fuzûlî
Fuzuli, ömrün boşa olduğunu sonuna kadar haykırdı.Neden mi? Kendi yolu yok olmaya doğruydu. Herkes gibi aşkı arıyordu.Herkesten farklı buldu. Zaten yoksa mısraları nasıl bu kadar geçerliğini koruyacak.Anlatımı basitti. Anlamı belki nefsimize dönüşü sertti. Lakin vururken incitmek istemiyor, uyarıyordu. Veli duruşuyla… Gerçek karşılığını bul(a)madı.Tan vakti giremedi tutsak gönüllere. Bekliyor toza bulanmış gönül raflarındaki değerini.
Belki de üstadı anlayacak mertebeye çıkacağız bir gün. Bize bizi en yalın haliyle anlattı.Kesrete kemdi. Pişmanlığı simgeleştirdi kelimeleri yontan usta.Sırrı bozulmayan kırgın çiğdem gibi bakıyor. Kelimeleri incitmeden, aşkı öyle naifçe tarif etti ki…
Gerçeği arzu ederek mecaz yolunu tutsam, efsane bahanesiyle sırrımı açsam; Açtın bizim gibi küçüklere yolu zaten. Gerekçeyi unutmuş olsak da. Gerçekten en dibi yaşayıp, en uçarıya tamah etmemiş miydik gerçi? Geçen yolda gümanı yok saydık diyelim. Diyelim en çok benzetilmek istenilene benzedik. Peki bezginliğimizi kime açalım? 4 asır önceki sözcüklerinden kendimize pay çıkartamıyorsak usta. Dengimizi bulmak için hüzne sığınalım en ham halimizle.
Fuzuli yeniden, hiç bıkılmadan özleniyor; safi aşk tesiri gönüllerde oysa.
Aşk kendini unutup ikiyi birlemek değil miydi zaten?
Zatı unutup tenasüde meyyal olmaktı amaç…
*Fuzuli’nin doğum adı Mehmet olduğunu kaç kişi biliyordur acaba?