Yüklerin hafiflesin! Ey dertlerden dolayı iki büklüm olmuş olan,
Sadrın genişlesin! Ey göğsü sıktıkça sıkan bir kabri anımsatan,
Bütün bu ruhuna değin saplanan sancıların ardı galibiyet ile nihâyet bulur,
Ve her acı yenilgi; bir zafer tohumu peyda eder kalpte yatan,
Yokluklar, daima O’nun varlığında hayat buldu.
Bazı ahvâller yalnızlık mektebini idrâk edenlere sunuldu,
İşte bu yüzden anlamayan gözlerle bakanları dert etme. Bilen bildi, bulan buldu,
Basamaklar söküp attığın her bir kötü huydu,
Geceleri ekilen aşklar can suyuydu.
Çağlayan küçük aşk olukları, hakîkat okyanusuyla buluşunca duruldu,
Gündüzlere sarkan, kasvestten beri hasretler oldu.
Titreyen dudaklardan dökülemeyenler, yaşaran gözlerden okundu,
Tatlı uykular kabre kaldı.
Zira dünyayı saran ve kalpleri sıkan devasa zalimliğin uğultusu uyutmaz oldu,
Esâsında anlamı olmayan telâşeler biz insanları adeta yularlarımızdan tuttu.
Oysa insan kalmaktı gayemiz. İnsana insanlık unutturuldu,
Ve gençlerimiz seraplara ulaşmak çabasıyla maratonlara sokuldu,
Eksiltiyor bu düzen. Kattığı ne var ise götürdüklerinin yanında esamesi okunmaz,
Ancak incelmek bilmiyor ya, kalınlaştığı yerden kopuyor bu defa sistemleri altüst ederek.
Beklenen en beklenmedik anda gelecek.
İnce eleyip sık dokuyan kimseler müstesna olmak kaydıyla islâmı; kafa kesmek, cahillik, uydurma, yobazlık, sapıklık olarak görenler ve işitenler; Dizilerde, filmlerde ve müziklerde sürekli bahsi geçenleri izleyip, dinleyip duruyorlar ve okumayı sevenler varsa ki azdır kitaplarda yer yer bunları okuyorlar yani bu nasıl bir yaman çelişkidir doğrusu havsalam almıyor. Hayal dünyasına saplanmış ve toplansa belki bir elin parmağını geçmeyecek kadar kitap okumuş kimselerin; binlerce cilt kitap okumuş ve onlarca belki yüzlerce kitap yazmış olan islâm alimleri hakkında ileri geri konuşması gerçek bilgilere karşı siper almaktan başka bir şey olamaz. Kul olmak ve kulluğun gereklerini yerine getirmek (belki ağır geldiği belkide insanların sözlerinden ve bakışlarından çekindiği için[derine inersek nefs-i emmâreden])akıllara yatmıyor diye acısız, kedersiz, huzur ve mutluluk dolu ebedi bir hayatı yine ebedi olarak içinde kalınacak olan cehenneme tercih etmek ise hiç şüphesiz ki sağlıklı düşünen bir insanın uykularını kaçıracak cinsten bir durumdur.
Ne var ki yol göründü İslâm âlemine ve milletimize Hayırlı uğurlu olsun.
2 comments
Gaflet Dehlizleri ve Basiret Başlığı altında dile gelen düşünlerin, mısralarla dile gelen şiir bölümü bir harika!
Mesela
“Yokluklar, daima O’nun varlığında hayat buldu.”
“Geceleri ekilen aşklar can suyuydu.”
“Oysa insan kalmaktı gayemiz. ”
“İnsana insanlık unutturuldu,” mısra tasavvuf dilinden ve Şemsin kalbinden dökülmüş…
Şiirden sonraki bölüme girmek istemem!
“islâmı; kafa kesmek, cahillik, uydurma, yobazlık, sapıklık olarak görenler ve işitenler; Dizilerde, filmlerde ve müziklerde sürekli bahsi geçenleri izleyip, dinleyip duruyorlar ve okumayı sevenler varsa ki azdır kitaplarda yer yer bunları okuyorlar yani bu nasıl bir yaman çelişkidir doğrusu havsalam almıyor. ” derken;
“Hayal dünyasına saplanmış ve toplansa belki bir elin parmağını geçmeyecek kadar kitap okumuş kimselerin; binlerce cilt kitap okumuş ve onlarca belki yüzlerce kitap yazmış olan islâm alimleri hakkında ileri geri konuşması gerçek bilgilere karşı siper almaktan başka bir şey olamaz” cümlesini yanyana getirip yazarın fikrini tercüme edemedim.
Eskiden Kuranın 1/3’ünü ya da yarısını okuyanlara islam alimi deniyormuş. Günümüzde ise İslam malimi geçinen, tv ekranlarında boy gösterenler ise paraya tapıyor, kula kulluk ediyorlar.
Gördüğüm kadarıyla HeyGenius okumayı ve yazmayı seviyor. Okumamışsa Cafer İskenderoğlu’nun Allah’a Yolculuk ve Allah ile buluşma tam da ona göre.
Değerli yorumlarınız için teşekkürlerimi arz ederim. Esen kalınız efendim.