Bu hikayeyi okurken arada bir gözlerinizi kapatıp hayal edin. Bakalım okurken güzel olduğu kadar kafanızda yaşarken de güzel oluyor muymuş.
Gece saat 22:41’i gösterirken harika bir balo başladı. Baya geç bir saatte başlaması biraz sorundu ama dönüşte üniversitemize ait araba ile döneceğimiz için ailelerimiz izin vermişti bu duruma. Bu saat olana kadar bütün kız arkadaşlarım hazırlanmak için sabah erkenden alışverişe çıkmış ve alışverişten sonra da kuaföre gitmişlerdi. Nereden biliyorum derseniz kız arkadaşıma alışverişte ben yardım ettim. Bu biraz sıkıcıydı ama aşk alışverişin sıkıcı olduğunu görmüyor. Alışverişte bana sorduğu şey sadece şunlardı ; “Tuvaletim ne renk olsun sence aşkım, dekolte olabilir mi herhangi bir yerden sırt-göğüs veya bacak ne dersin? Ben bu soruları cevaplamak zorundaydım yoksa mezuniyetten sonra evlilik tarihimizde gelinlik seçerken beni daha çok yorardı. Elbisesinin rengi için siyah olsun dedim. Dekolte için de fazla derin olmaması gerektiğini söyleyerek sırt ve bacak dekolteli olabilir dedim. “Kıskanmaz mısın yani? “dedi. Bu sorudan sonra kıskanırım ama kendi gözlerimi kıskanırım dedim. Bunu duyduktan sonra beni fazla yormadan tuvaletinin parasını ödememe zor izin vererek kuaföre bıraktım onu. Diğer kızlarda oradaydı. Onların erkek arkadaşları yanlarındaydı ama sevgilim bana sürprizi olduğunu söyleyip eve gidip dinlememi ve hazırlanmamı istedi. En çok buna sevindim galiba. Kuaförden sonra metroya binip eve varmadan bir durak önce inip eve kadar kalan mesafede biraz koştum. Eve vardım ve banyo yapmak için odamdan havlu ve takım elbisemi aldım. Annem banyoya güzel kokulu bir şampuanla ölen ağabeyimin parfümünü bırakmıştı ve yanında bir not. Notta şöyle yazıyordu:
“Okul hayatının son gününden ayrılıp hayatın kendi hayatına geçiş yaptığın bu gecede ağabeyinle birlikte ol istedim ve onu bana hatırlatan kokusunun sonunu sana bırakıyorum. Giyindikten sonra sıkmayı unutma.
Seni seviyorum.
Annen…”
Bu çok güzel bir manevi değeri olan bir hediyeydi. Çok hoşuma gitti ve banyo yapıp giyindikten sonra gömleğimin yakalarından içeriye sadece iki kere sıktım zaten sonuydu ve son olan bir şey ilk defa yetmişti. Babamın çalışma odasındaki boy aynasına baktım ve bence çok iyi olmuştum. Annem şirket arabasını bana vermişti o günlük üniversitenin servisine güvenmediğini ama bana ve kız arkadaşım Ariana’ya güvendiğini söyledi. Bende kabul ettim. Ariana arabaya binmeden önce beni aradı ve herkesin baloya gittiğini söyledi ve kendisinin de evlerinde beklediğini söyledi. Bende gelip seni alacağım deyip kapadım telefonu. 15 dakika sonra Ariana’nın evlerindeydim. Hemen kapının önünde beni bekliyordu üzerinde siyah uzun bir tuvalet ve kalçasının belki 15 santimetre aşağıya uzanan bir bacak dekoltesi vardı. Sırt dekoltesini söylemek istemiyorum bile dilim tutulmuştu resmen 5 yıllık sevgilime tekrar aşık olmuştum. Onu ilk gördüğümde karnımda uçuşan kelebekler sanki tekrar canlanmışlardı. O da bana baktı ve aşağıdan yukarıya doğru süzdü ve çantasını taşıdığı elini bacak dekoltesinden de tutarak bana doğru koşmaya başladı. Onu havada tuttum ve o anda dudağıma bir öpücük kondurdu. Kısaydı ama aşkın bütün zevkini son demine kadar hissettiren bir öpücüktü bu. Daha sonra Ariana’yı indirip ön koltuğun kapısını açtım. “Çok centilmensiniz Beyefendi” dedi Hollywood filmlerinde zor kadını oynarmışçasına. Bu halini çok seksi bulmuştum ne kadar olduğunu anlatamam ama sanki bütün vücudumda hissetmiştim o zevki. Balo yerine gelmiştik ve o kadar çok kişi vardı ki. Aslında doğruyu söylemek gerekirse onunla sevgili olduğumuz 5 yıl içerisinde 5. Yılı sadece burada geçmişti. Daha kimseyi tanımıyorduk ve size bahsettiğim kızlarda devamlı sınıfta ve teneffüslerde gördüğüm kişilerdi. Erkek arkadaşlarımla gezerdim ama hiçbirini başında Bay olmadan çağıramazdım çünkü pek yakın değillerdi. Aynı şekilde Ariana’da kız arkadaşlarıyla anlaşamazdı. Yani Ariana benim için Londra’da ki üniversitesinden nakil yaptırıp buraya burs kazanıp benimle birlikte gelmeseydi çok feci bir sosyal hayatım olurdu. İyi ki onu tanımışım ve aşık olmuşum. Arabadan indik ve balo mekanına girerken aşağıya doğru uzanan merdivende Ariana bacak dekoltesi yüzünden zorlanacağını söyledi. Bende eteğinin diğer tarafı ile dekoltesini kapatmasını istedim ne yapacağımı anlamamıştı ama yine de “Peki” demişti. Dediğim gibi yaptı bende hiç bekletmeden Ariana’yı kucağıma alıp hemen hemen 100 adet merdivenden kendim indirdim. Kucağımdayken sürdüğüm koku hoşuna gitmiş olacak ki son basamağa geldiğimizde indireceğim anda boynumdan öptü. Eğer evde olsaydık bu durum çok farklı yerlere varabilirdi. Her neyse onu indirdim ve balo tam anlamıyla başladı. İlk önce Frank Sinatra’nın My Way adlı şarkısı ile bütün öğrenciler bizde dahil olmak üzere dans ettik. Hızlı danslarda da birkaç defa bulunduktan sonra saat tam 00:00’ı gösterdi. Ertesi güne giriş yapmıştık ve eve gitme zamanımız gelmişti. Yine aynı şekilde merdivenlerden yukarıya çıkardım bu sefer onu ve yine son basamak kalmıştı ki boynumdan öptü. Böyle devam ederse evlilik günümüze kalmadan çocuk yapmış olacaktık. Evine bıraktım ve aradan bir hafta mezuniyetten de geçtikten sonra sonunda evlendik. Aradan pek fazla geçmeden biri kız biri erkek ikizimiz oldu. Oğlan bana benziyordu kızda Ariana’ya. Zaman geçti onlarda büyüdüler kızımız iyi bir hayat kurup iyi bir adamla evlendi. Oğlumuz ise aynı şekilde devam edip Londra’da bir şirket sahibi oldu. Pek gelip gittikleri yoktu ama bunca yılın bu kadar büyük aşkın ve iyi iki evladın sonunda buna katlanılabilirdi.
Hikayenin bu kısmını benim yazmam gerek adım Aldora. Dedemin hikayesini o ve babaannem vefat ettiği için ben tamamlayacağım. Onların hep baloda çekilmiş fotoğraflarına bakarım da babamdan, Jane halamdan hatta biz torunlarından bile eşsizler. Onlar eskiler ve bizlerin şimdiki simaları. Onları hep en parıltılı çift olarak tanıyacağız.
Sonsuza Kadar…