Yaşadığımız zamanda kalmak zorundayız.Çünkü geçmişe her gittiğimizde gelecekten de ümidimizi kaybediyoruz. Düşünce girdabına her girdiğimizde kaç yıl yaşadığımız, kimliğimiz, sevdiklerimiz her şey adına kuşkulanıyoruz. Asıl cevabı bulamadığımız her dakika cevabını bildiğimiz şeyleride sorgulamaya başlıyoruz. Ardından gelen sonsuz öfke,kin ve kuşku girdabı…
İnsanlık tarihi boyunca süregelen kavgalar, ayrılıklar, savaşlar ve daha niceleri. Yaşam kavgası olarak gözüken tüm bu olaylar aslından insanoğlunun dünyayı kendi aklında cehennem olarak betimlemesinden ileri gelmiştir. Bizim insan otoritesi diye adlandırdığımız şey aslında insanın sessiz haykırışıdır. ‘’Ben bu cehennem de yalnızım’’ cümlesinin kısa ve acı bir tasviridir. İnsanoğlu anı yaşamadığı sürece cehennemden hiçbir zaman dışarıya adım atamayacak. Geçmişte kaldığı sürece güzel şekilde düşlediği geleceği de berbat edecek. Çünkü şunu unutuyoruz; savaşmak için her zaman bir neden var. Kavga etmek için her zaman en azından bir neden var. Ama bir saniyede olsa anda kalmayı başarabilsek, işte o zaman sevgi, umut gibi kavramların yüceliğini bir o kadar kavrayacağız. Eğer bir gün birbirimizi anlarsak sevgili insanlar işte o günü herkesin görmesi ümidiyle…
Ânı yaşayın ânda kalın.