İman nedir? En dar anlamıyla görünmeyene inanmak,peki insan görmediği birşeye nasıl inanır?Aslında bizde öyle bir cihaz varki , atıl bıraktığımız için tam anlamıyla istifade edemiyoruz.Beş duyumuz farklı alemlere açılan birer kapı hükmünde.Örnegin kulağımız ile ses âlemine merhaba deriz,burnumuz ile koku âlemine,bunlar algıladığımız harici vücudu olan şeyler,birde ilmi vücudu olupta hissettiğimiz ama mahiyetini bilemediğimiz alemler vardır, örneğin ruh,vicdan, irade gibi, bunları biliriz ancak beş duyumuzla algilayamayiz.Hayalen ailenizle beraber bir tatil beldesinde olduğunuzu farz edin,bütün ihtiyaçlarınız karşılanırken güvenilir bir haber kaynağından
bulunduğunuz yere bir gün içersinde büyük bir meteorun düşeceği bilgisi size gelse ne yapardınız? Muhtemelen ailenizle beraber en kısa zamanda oradan uzaklaşırdınız.Peki görmediğiniz halde neye inanarak bulunduğunuz yeri terk ettiniz.
Aslında bu insana ait bir yetenek, çünkü insan tehlikeyi fark ettiğinde harekete geçer gördüğünde değil.
Bizdeki bu cihazı veya yeteneği kuvveden fiile cikarabilmemiz için iki şart gerekir.Her şartta insanın bir alanının inşasıdır.Bilgi,aklın,tastik kalbin eylemeyle görür..Baştaki soruyu tekrar soralım;İman nedir? Görünmeyene inanmak, mükafatı ise inandığını görmektir........
Hikmet YALÇIN..