Karanlık hiçbir ışık huzmesinin olmaması demek değildi. Karanlık ışığa dair hiçbir umudunun kalmaması demekti. Umudun tükenmesi ise, topyekûn güneşin kendini imha edip trilyon üssü trilyon parçaya bölünerek hiç var olmamış gibi ışık yılları uzaklıkta kaybolup gitmesi demekti.
“Mayla yine bizi hangi aforizmanın içine çekiyorsun, gerçekten sana yetişmekte çok zorlanıyorum.” Bak” dedi, “Sana dün güneşin yaklaşık 149 milyon km uzaklıkta olduğunu söylemiştim. Şimdi aslında bu uzaklığın hiçte o kadar uzak olmadığını anlatmaya çalışıyorum.” Kafam iyice karışmıştı. “Saçmalama nasıl o kadar uzak değil, ne anlatmaya çalışıyorsun o zaman” dedim. Mayla; ” Işık hızını duymuş muydun, hani saniyede 300 bin km giden birimi? İşte o hız güneşin dünyaya olan uzaklığı tarafından bölünürse güneş ışınlarının sana ne kadar sürede ulaştığını bulabilirsin. Yani şöyle 149 milyon bölü 300 bin eşittir 496 saniye o da eşittir. 8 dakika 26 saniye” Söylediklerini ilginç bulmaya başlamıştım ve son cümlesini tekrar mahiyetinde; “Yani şimdi sen bir güneş fotonu bana yaklaşık 8 dakikada mı ulaşıyor diyorsun? O ve diğer trilyon üssü trilyon fotonlar da öyle” diyerek gülümsüyordu.
“Eğer hayatının herhangi bir döneminde umutsuzluğa düşersen bu bilgiyi aklında bulundur. 149 milyon km uzaktaki güneşin ne kadar uzak olduğu aşikar ama ışığı ve ısısını düşünürsen 8 dakika hiçte o kadar uzun bir süre değil öyle değil mi? Lütfen hayatın ya da hayalinle ilgili karamsar ve içinden çıkılmaz bir umut yoksunluğu yaşarsan güneşi ve verdiği hissi düşün, o kadar uzak ama bi o kadarda içini ısıtan…
Unutma; Umudu olan müziği duymasa bile dans edebilir.”
Ertan Yavuz/ icaforiz_