Günümüzde herkesin özgürlük hakkında söyleyecek birkaç sözü, kendine ait bir özgürlük tanımı var. Özgürlük daha çok; “başkalarına zarar vermeden istediğini yapabilme” olarak çok kısa bir şekilde ve hep aynı açıdan bakılarak tanımlanıyor. Oysa bu derin konu o kadar çok konu ve olguyu kapsıyor ki..
Özgür sayılabilmesi için bir kişinin, öncelikle istediği gibi davranması (başkalarına zarar vermeden) ndan çok, istediği gibi düşünebilmesi, bir konu hakkında fikir sahibi olurken çevresindeki kişiler tarafından düşüncelerinin olumsuz karşılanacağını düşünmemesi, çevrenin kişiye düşünceleri yüzünden baskı uygulamaması, hatta daha da ötede; kişinin çevresi tarafından düşünceleri dolayısıyla hiç hoş karşılanmayacağını,ve belki de düşüncelerinden ötürü dışlanacağını, ötekileştirileceğini düşünerek kendisini düşüncelerini değiştirmeye zorlamaması, düşünce erozyonuna uğramaması gerekir. Düşünce özgürlüğü davranış özgürlüğünden çok daha önemlidir. Çünkü davranışları oluşturacak olan düşüncelerdir. Nasıl ki matematik ve toplama işlemi öğretilmeden çarpmaya geçilmez ya da yazmadan önce tek tek harfler öğretilirse, özgürlük bakımından da, özgürce düşünmeden özgür davranışlarda bulunulamaz. Yani özgürlüğün temel basamağı hiçbir endişe, baskı hissetmeden özgürce düşünebilmektir. Ne hikmetse; bizde herkes istediğini yapmakta özgürdür, canın ne istiyorsa elbette yapabilirsin, ama hele çevrendekilerden azıcık farklı düşün! O zaman ölümlerden ölüm beğen. Toplumun farklı düşünenlere karşı geliştirmiş olduğu cezalandırıcı dışlayış mekanizması çok çabuk işler. Sadece bir konuda azıcık farklı düşünüyorsun diye birden en sevilmeyen, hatta nefret edilen olabilirsin. Bu bakımdan toplum içinde özgür olmak biraz zor. Çünkü özgür olabilmek için hiçbir etki altında kalmadan özgürce düşünebilmek gerek. Ancak toplumun genel yargıları, gelenekler, görenekler varken insanın etki altında kalmaması mümkün değil! O zaman özgürlük, Robinson Cruose gibi ıssız bir adada, çevrende etkilenebileceğin kimse olmadan yaşamakla mümkün olabilir ancak.
Özgürlük, düşünce özgürlüğüne çok büyük oranda bağlı olduğu gibi başka kavramlara da bağlıdır elbet. Örneğin sevgi, özgürlüğün olmazsa olmazlarındandır. Sevmeyen, yüreğini sevgi ağacının dallarının kaplamadığı bir insan için özgürlükten bahsedilebilir mi?
Yani ıssız bir adaya da gitsek, kimseden korkmadan, baskı altında olmadan özgürce düşünebilsek de, bu sefer de adada sevebileceğimiz birileri olmayacağı için, özgürlük bir hayal gibi. Düşünülmesi, ağıza alınması bile çok güzel olan, en güzel hayal.