Çok öldüm, affet beni Tanrım. Gidişatı pamuk satan yalnızlık, körükleyen aşk acılarını süpürdü. Ben, dalganın merhamet terazisine ihtiyaç duyduğu kalpazan duygular içinde kendimi iç çekişlerime ezdirdiğim gözyaşı kapımda sırılsıklam olana kadar içimi kendime akıtan bir deliyim. Birine kaptırdığım kalbim, beni özlüyor tanrım. Ben, güvenimi hicran üstüne serilen yorganın kirli yanından sarmışım meğer… Artık sokak tabelaları bile yönümü yalnızlık yanlışlıkla gelmedi sana tarafımdan çeviriyor hayata, onu istemiyorum affet Tanrı’m. Niyetim var olun fularımla boğuyor sevgili kalp çarpıntılarımı. Kalp boğulur muydu niyetin ellerinde? Ağlıyorum tanrım, gözyaşlarımı sil. Şiş yanıyla sarıldı bana aşk, de ile ilgili birliktelikler bağlaçları bile ayırdı, ben de seni seviyorum diyen çıkmadıkça kalbime. Affet tanrım, akustik versiyonuyla ağlattım çaresizliklerimi; şimdi sen çok affet…
Saat gecenin en heceli yanı şimdi. Görmediysem kısmet değilmiş tabelanı, gökyüzüne bakmamışım demektir. Özür dilerim tanrım, yeryüzü güzeldi çok ama çok sevileceğimi zannederken…
Dilara AKSOY