Hakikat çıkmazı şu kahpe dünya demiş Neyzen Tevfik
Hakikaten gerçekler bizi çıkmazlara sürüklüyor her zaman
Olsun diye diye sokağın sonuna kadar gidiyorsun
Sonra vardığında sonuna, önünde koca bir duvar
Aş aşabilirsen, dön dönebilirsen
Orada kalakalırsın
Gözlerin dolar, tırnakların tırmanmaya çalışmaktan morarmıştır
Arkanda acılar içinde bıraktığın hakikatlerden bir daha geçeceksin
Ya da orada oturup duvarın yıkılmasını bekleyeceksin
Ya duvar yıkılacak, ya sen yıkılacaksın
Yıkıldığın yerde de yığılıp kalacaksın
Sonra belki aklına bir fikir gelir
Dönersin en ağır hakikati alır eline başlarsın duvara vurmaya
Duvardan içeri ışık sızana kadar emek emek vurursun
Hakikat elini parçalar
Ağırdır, en ağırı, ama sana en ağırı
Başkasına belki de birazcık ilerdeki en ağırıdır
Herkesin ölçü birimi farklı kendi hikayesinde
Her çıkmaz eşsiz
Her hatıra eşsiz
Ama her acı eşsiz değil
Muhakkak çektiğin acıyı anlayabilecek biri bir yerlerde
Senin gibi duvara eli parçalana parçalana vuruyor
Belki de duvarın öbür tarafında o da sana kazıyor
Delik açıyor
Işık arıyor
Birbirinizin ışığı olmayı umutsuzca bilmeden istiyorsunuz
Ruh eşi var mı bilmem ama ortak acılar insanı olduğundan daha yakın yapıyor
Empati en ihtiyaç duyduğumuz insani özellik
Ama bu sadece karşında seni anlarsa olur
Aynı acıyı ya da ona yakın bir acıyı yaşamış olmalıdır
Ruh eşinden çok daha faydalı
Güvensiz, önemsiz hissettiğinde kucağına yatıp uyuyabileceğin biri
Çıkmaz sokakta gerçeklerden geçip sonuna varmışız
Duvarı delin
En ağır acınızı alın ve elleriniz parçalanana kadar vurun
O açtığınız delikten elbet bir el uzanır
Yalnızlık sonunuz değil
Başlangıcınız olsun
İyi geceler