Geçen gün yolda Hakkı’yla karşılaştım. Görünce bir üzüldüm bilseniz geçmişim geldi aklıma. Ha durun önce bir Hakkı’yı anlatayım. Biz küçükkende Hakkı bizden uzundu arkadaş grubunun en uzunuydu. Çorumluydu bide yanakları dolu bir çocuktu Hakkı. Bir kulakları vardı kepçe görseniz siz bile şaşarsınız. Esmer bir çocuktu Hakkı. Çocukluğunun zor geçmesinden kaynaklansa gerek küçük yaşta sigaraya başlamıştı. Abisi tek dayanağıydı ailesi çok fazla takmazdı Hakkı’yı. O da sigaraya başlamıştı. Biz daha 5. sınıftayken sigara içerdi Hakkı. “İçme şu zıkkımı” derdim “sen nerden bilcen len hiç içmedin bilene” diye cevap verirdi her seferinde. Biz beden de top oynamaya çıktığımızda o gizlice okulun arkasına gider sigara içerdi. Sigarası bizden daha yakındı Hakkı’ya her derdini sigarasına anlatırdı. Bir gün Hakkı’yı çağırmaya gittim annesi “yok” dedi kesin garajdadır diye düşündüm oraya gider sigarasını orda içerdi. Gittiğimde kendi kendine “çok zor bu amınakodumun yerinde kalmak” falan diye söyleniyordu sessizce yaklaştım arkasından dedim:
-napıyon len burda böyle
-len ne diye sessizce yaklaşyon
-seni almağa geldim topa gitcez hadi gel gali
-sen git ben arkandayım sigaram bitince gelcem
Çıktım garajdan top sahasına yürüdüm. Güzel de top oynardı namussuz yalan olmasın şimdi. Biz Kütahya’daydık o sırada daha o yüzdendi ağzımız. Okuldan bir kızı severdi Hakkı biz aşk ne bilmezdik Hakkı hepimizden yetişkindi o yaşta aşık olmuştu. Top Hakkı’ya gelince koşmaya başlardı hepimizi çalımlar gol atardı biz de çalım yerdik bilerek kız izlerdi rezil eder miyiz arkadaşımızı? Küçükte olsak anlardık halden, arkadaşlığımız her şeyden üstündü. Çirkin bi çocuktu Hakkı sevdiği kız hiç yüz vermedi o zamandan belliymiş üzülmek kaderiymiş Hakkı’nın. Gezerdik Hakkı’yla beraber ben topun üstüne otururdum o da kaldırıma. O sigara içerdi ben bakardım. “Hakan hadi kalk len yeni ağaç buldum erik çalam” “tamam len” aramızda bu muhabbet geçerdi her maç sonrası sigarasından sonra. Hiç bitmezdi Hakkı’nın bulduğu erik ağaçları. Korkusuz bi çocuktu her kavgamızda ilk girerdi kavgaya korurdu hep bizi. Annelerimiz Hakkı’nın sigara içtiğini öğrenmişti. Sanki Hakkı’nın nasıl yaşadığını biliyolarmış gibi bide bize vaaz vermişti annelerimiz:
-Hakkı’yla konuşmayacaksın ben sana sigara içenlerden uzak dur demedim mi?
-Ama anne..
-Aması yok artık görüşmeyeceksin bu kadar
-Ya Hakkı yalnız kalırsa?
-Sanane. diye bağırmıştı ilk defa tokat yemiştim annemden ağırıma gitmişti. Neden anlamıyordu Hakkı benim arkadaşımdı. Hakkı yalnız kaldı. Hepimiz yalnız kaldık ama Hakkı hepimizden önce yalnız kaldı. Gün geldi taşındık biz Kütahya’dan Hakkı’ya sarılıp ağlamıştım özür dilemiştim ama geçmiyordu kendime duyduğum öfke bir gram bile azalmıyordu. Güldü “len ne diye ağlıyon ben sen ağlayasın diye mi o kadar kavgalara girdim? hem ben yalnız kalmadım bak benim hala sigaram var” ah be Hakkı senin de gözlerin dolmuştu şimdi anlıyorum. Zaman ilerledi Hakkı’yla telefonda konuşuyoruz öğrendim sigarasını 4 ay önce söndürmüş bir daha içmemiş. Hakkı sigarayı bırakmış biz başlamışız biz yalnız kalmışız. Sigaramız arkadaşımız olmuş.
Geçen gün Hakkı’yla karşılaştım o da taşınmış Ankara’ya. Görünce sarıldım sıkı sıkı çocukluk dostuma. Elimde sigarayı gördü acı bi gülümseme yayıldı çirkin yüzüne kaşları çatıldı. Sarı dişlerini göstermek istemedi. Hala ağır abiydi hala benden uzundu. Yüzü 16 yaşındayken kırışmıştı. Neler yaşadığını sormak istedim sormadım. Yalnız kaldım derdi sigarayıda bırakmıştı kim arkadaşlık etmişti ona? Ayrıldım Hakkı’dan. Eve geldim bütün gün Hakkı’ya ağladım…
2 comments
bu denli sade cümlelerle uzun süre aklımda kalabilecek bi yazı olmuş, tebrikler.
yorumunuz için çok teşekkür ederim henüz yazmaya başlamış birisi olarak beni sevindirdiniz