Hasret sarhoşu olsam da ismini anınca dolaşmıyor dilim, seninle doluyum aşk ile seni seven Allah’ın bir kuluyum işte. Aldığım her nefesin içinde sen varsın, bana nefes olan nefesiyle beni saran sensin.
Gittiğim yolların sokakların şehirlerin her köşesinde hayalinle karşıma çıkan yine sensin, ben senin için aynı mıyım bunu bilemiyorum işte. Her adım attığımda peşimde beni adımlarınla takip eden beni terk etmeyen sanki yine sensin, bu bir sanrı mı, bilemiyorum!
İşte seninle her şeyimi gitsen de paylaşıyorum, sensiz bir anım olmuyor, sanki giden sen değilsin suretin, gönlünle yanımdasın canımdasın, bu sanrı ise olsun buna da razıyım, çünkü hatıralar ve sanrıdan başka bir şey kalmadı elimde. Gözlerim hasretinden dolayı yollarda sokaklarda şehirlerde gezerken seninle kararıyor, belki tenime değmeyen teninin sıcaklığına hasret kalmam hatta şimdi yokluğudur gözlerimi gönlümü dünyamı karartan…
Saklama artık kendini hem kendinden, hem de benden ne olur dön gel geri, hata bendeyse özür dilerim, sende ise af ederim olur biter, bu hayatta ölümden başka her şeye vardır Allah c.c. izni yardımıyla çare bir yol vardır… Sevgimden zarar gördünse daha az severim, az gülümserim, az gözlerine bakarım yeter ki sen dön gel. Gözlerim sana bakarken batıyorsa artık sana bakmasın, kokun varlığında bana yeter yoksa bundan gerisi keder ve diyorum ki dön gel artık yeter…
Mehmet Aluç
Sanrı: Uyanık bir kişinin, kendi dışında var sandığı ancak gerçekte olmayan olguları algılaması, yaşaması, birsam, halüsinasyon.