daha ne kadar üzülmeliyim?
ve
daha ne kadar ağlamalıyım?
ciğerlerimde nefes alacak yer kalmadı
sigarayı bırakmalıyım
çocukluğumu çaldılar sebepsiz yere ben yargılandım
4 duvar arasında mutluluğu beklemek için şafak saydım
duvarlar çentik dolu kalbimde yama bolluğu
dostluğu gördüm dostluğun anlamı bok yolu
korkudan ecele saygısızlık ettim gördüm sonunu
hayat büyük bir kumar hile yaptı kazandı oyunu
hani kader seni bana vermedi ya elbet vardır bildiği
arkama bakıyorum da çok becermişim geçmişi
dertlerime gebe kaldım adına koydum külfeti
sensiz geçen her gün bana zindan be sevgili
bu ekransa eğer ben Charlie Chaplin hayatta
herkesi güldürebiliyorum ama ağlıyorum bir kenarda
uçma kabiliyetim yok mutluyum protez kanatlarımla
kaderim ise esrar kafa yaptım üç kapakta
hayat bu yatırır ters köşeye
çabalarsın kazanırsın alır elinden anice
hayat bu yatırır ters köşeye
ilk önce güldürür sonra ağlatır öylece
iskambil kağıtlarından yapılan ev hayallerim bir nefeste yıkılır
müşahede altındayım kader refakatçi olarak hüznü tanıştırır
ruhum şeytana sataşır
adım icaz olsa da gönlüm kağıda çok şey anlatır
karamsarlık hapishanesinde kefaletim ödenmedi
doğmayı bekliyorum güneş gibi
ellerimde kelebek bana bakan donuk gözleri
avuçlarım mezar yeri
çok kelebek öldürdü bu avuç
kanlı ve pisli
müteşekkirim sana büyüttüğün için beni
belki istediğin bir evlat olamadım ama boynun hiç eğilmedi
ruhum kirli olsa da namusum hep şerefli
çok üzdüm seni anne cennetine al beni
– İcazAfra –