Herkesin yalnız olduğu yada olmak istediği zamanlar vardır. Kendi mağarası ,kendi karanlığı. Kimseye söyleyemediği,anlatamadığı,bilip sustuğu şeyleri o taştan duvarlara anlatır. İptidai insan yaşamına özeniriz kimi zaman.Kişi nereden bakarsa öyle görür dünyayı. Kimi zaman bir mağaranın dışına bakar,kimi zaman da kimilerinin baktığı gibi iç taraftaki taştan duvarlara. Bizim o saklandığımız her şeyden kaçmak için sığındığımız mağara bizizdir belkide. Yani bize iyi gelecek olan da biziz,karanlığı aydınlık yapacak olan da. Kapa gözünü hayal kur. Ne demişler hayal kurmak bedava! Geçeceğine inan çünkü en zor gecenin bile sabahı var. Bu bedbinlik,bu huysuzluk nasıl da yıpratıyor bedenini! Sis kaplamış sanki içindeki seni. Düşünmek bazen delirtir ,bazen de rahatlatır.Ama kendini düşünmek ile avutmak arasında ince bir çizgi vardır. Doğrular seni avuturken karşına ansızın çıkacağına başta onlarla yüzleş ki,alıştığında alıştığında dünya senin için daha erken ,daha çabuk güzelleşsin. Oyalama kendini.Hayat kısa!