Hayat insanların özetleyemediği şeydir çoğu zaman. Bazen bir kitapta kendi hayatımızı buluruz, müzikte, kısa bir çift sözde görürüz kendimizin yansımasını. Bazen hayat bizim için hiçbir şey ifade etmez. Ama bütün bunlara rağmen insanların bilmediği bir şey var: KENDİN OLMAK
Çoğu insan kendi tanımını yapamaz. İnsanı insan yapan sadece adı ve soyadı mıdır sizce? Bazen bir nefestir insan, bazen boş bir heves, bazen bir boş kağıttan ibarettir bütün hayallerimiz. Biz büyüdükçe hayallerimizde büyür kendi içinde. Kağıt yavaş yavaş yazılmaya, çizilmeye başlar. Sonra bir bakarsınız o güzel beyaz sayfayı kapkara lekeler kaplamış. Bütün kötü yaşantılar, hatıralar, ümitler doldurmuş hayatınızı. Yanınıza, önünüze bakarsınız göremezsiniz kendinizi fakat yanılıyorsunuzdur. Çünkü her zaman arkada sizi öldürmek için bekleyen düşmanlardan başka sizi kollayan birileri mutlaka çıkar karşınıza. Bazen bir simitçi, bazen liseden beri görmediğiniz arkadaşınız bazen de hiç tahmin etmediğiniz zamanda ortaya çıkan “YAR” dır sizi karşılayan.
Onu gördüğünüz zaman cesaret edemezsiniz yanına yaklaşıp konuşmaya. Çünkü bütün hayatınızı kara lekeler kaplamıştır. Baştan başlamak için çaba harcarsınız ama olmaz. Bunu yapacak gücü bulamazsınız kendinizde . Sonra kafanızı kaldırıp yârin yüzüne bir daha bakarsınız. İşte o zaman anlarsınız bu gücün sizde olduğunu. Önce derin bir nefes ardından bir amin çeker yüreğiniz ve anlayamadığınız derecede hızla geçen bir zaman. Bir bakarsınız önceden konuşmaya cesaret edemediğiniz yar artık sizin ta kendiniz olmuş. Aldığınız nefes, konuştuğunuz söz, yediğiniz yemek ve ondan ayrı düşünemediğiniz size çok uzun gibi görünen ama aslında kısacık olan bir hayat. Sonra bir bakarsınız kalbiniz artık üç parçaya bölünmüş. Bu sefer karşınızda gördüğünüz şeyi hiç sevmemişsiniz gibi seviyorsunuz. Ona bakınca sanki hayatınız duruyor. Ya sonra?
Sonra saniye, dakika, saat bir bir ömürden. Yıllar önce hayatınız durduruyor gibi hissettiğiniz o şey bir bakmışsınız size sizde daha iyi bakan bir varlık ya da adını andıkça kalbinizi sıkıştıran bir müsfette.
Dünyada her şey gelip geçer. Yeni sayfalar açılır, kapanır. Nice insanların sesi kulağınızda çalkalanır. Ama ilk ve son kez duyduğunuz ses hep aynıdır.
SENANUR BUDAK