Yol olsun mesela,
Gittikçe bitmeyen ama hiç vazgeçmediğimiz.
Karşımıza ne kadar engel çıkarsa çıksın,
Yine de o yolu yürümek zorunda oldugumuza inanıyoruz.
Düşünün !
Mesafesini tahmin edemediğimiz bir hedef var.
Ve aklımızda sadece o hedef,
Ne olduğu, nasıl olduğu, yada varınca ne olacagı..
Hiç bir fikrimiz yok!
Sadece yürüyoruz.
Ve o yol boyunca tıpkı bize benzeyen kişiler tanıyoruz.
Yolumuzun bir bölümünde eşlik ediyorlar bize.
Hatta o kadar yakınımızdalarki,
Bir çok zorlukta dahi beraberiz.
Tabi bir süre sonra ayrılıyor yollarımız.
Ağaçlar düşünün yol kernarlarında,
Meyve ağaçları.
Yolculuğumuz boyunca bize erzak yetiştiriyorlar.
Yolumuzu çiziyorlar,
Yön belirliyorlar.
Bir son düşünün bu yola.
O sonu düşünerek devam edelim.
Zorluğuyla, neşesiyle, üzüntüsüyle bitirdiğimiz bu yola değecek bir son.
Ama sonlar hiçte düşündüğümüz gibi değil.
Bu yol böyle sürüp gidicek,
Bize sadece yürümek düşecek.
Sonumuzu yaşayıp göreceğiz.