Sitem defterimde bilmem kaçıncı sayfadayım. Kader, çenemi kapattı madem; kalbimdeki seni de alıp öyle yapsaydı işini. Kaderimde sen yazmadıysan kalemimde sen yazdın; sen yazıldın, bu da kaderin bir lütfu değil midir? Bilmem ki saatin hangi aşkın eşek sevdalı kahır belasıyla cilveleşiyor?! Senden başka bir zaman yok, vazgeçmek benden vazgeçiyor. Senden vazgeçemiyorum. Hani bir gülüşün vardı ya; sanırdım bahar gelmiş. Yapraklarını döken ağaçlar yeniden âşık olmuşlar sımsıcak güneşe. Öyle bir duyguydu işte. Ben senin, ‘sen’ değerini bilemedim. Ben, bize ‘biz’ değerleri ekledim. “Benimle evlenir misin?” demedin hiç; o vakit ben gurur kaidelerini fahişelere satıp sana bir teklifle geleyim. “Benimle bizlenir misin?” Çok dengesizim; bir üşüyorum, bir terliyorum, bir ağlıyorum, bir gülüyorum ama hep özlüyorum. Bazen suçu şarkılara, bazen okumaktan vazgeçtiğim şiirlere, bazen de hayata atıyorum.
Özlem hançerimde bilmem ki kaçıncı yaralanmamdayım. İyileştir beni sevgilim; senden başka hediyem yok. Yaşam, sanki bütün hediye paketlerini sunmuş da benim hediye paketim açılmadan kayıplara karışmış… Seni Seviyorum. Seviyorum, çok ama çok seviyorum. Sensizliğin verdiği ızdırabın alın yazımı duvar yazısı sandığı şu günlerde bütün emellerimi yaktım. Senden başka bir niyetim yok.
Her gün sensizlik yüz görümlüğü takıyor bana; sanki ilk günmüş gibi, sanki daha o an kayıplara karışmışsın, o an beni unutmuşsun, o an ölmüşüm gibi. İncindi duygularım, kaza süsü verdi kader. Duygularım bir cinayete, kaderin cinayetine kurban gitmişti aslında. Senli sofralar kuracak, senli aşk çocukları doğuracak, senli omuzlarda yaşlanacaktım. Benimle bizlenir misin sevgilim; benim bizden başka bir çarem yok. Nice nice özlediğim günler doğuyor; ingalarında kulak tıkıyorum, beni anneleri sanıyorlar. Aşk sütümden bile içirmiyorum, doymayıp ölsünler diye. Bu aşk çok beter, öyle beter ki anlatsam da yetmiyor…
Aşk defterimde hep aynı sayfadayım. Sadece adının baş harfini yazdım; kimse anlamasın diye… Ters işledi düzen, kimseler anladı; sen anlamadın yine de. Benimle bizlenir misin sevgilim?
Bizli sofralarda tokluk şükürleri ederiz, bizli koltuklarda kimsenin kimseye sarılmadığı kadar sarılır, aşkı kendinden utandırır; geceleri diriltiriz. Ölü gecelerim; ölü geceler… Her yerin ışığı yanıyor; evlerde insanlar, arabalarda insanlar, sokak lambalarında korkusuzca yaşayan kimsesiz yabancılar… Görünmüyorlar; hiçbiri sensiz görünmüyor bu sonbaharda. Ölü gecelerimin isyankâr saatleri vuruyor cama, gömülü sevinçlerim yağmur sanıp bereket şükürlerini ediyorlar… Yok öyle bir şey işte; yok! Sensiz bir yaşamda hiçbir şey yok. Bir gün daha geçti, bir tren kazası bildiler; altında kaldım yine bugünün. Raylarda hayalinle sevişirken kız kulesi, denizin dilberi sana kaçmış zannettiler. Ezilen yine ben oldum.
Sabır defterimin bilmem kaçıncı mürekkep izi kalmış yalanlarındayım. Defterime bulaşan her şey kaderime işliyor. Sensizlik yazılıyor; çiziliyor, sabırlar tükeniyor, kader hep dil çıkarıyor.
Başka birini sevme. Başka birine “seviyorum” deme. Ölümün şarkısını duymak istemem, uyusam uyutmuyor; uyansam varlığım hep yokluğumun yokluğuna karışıyor. Sevme birini, sevme.
Heder defterimin beter yanındayım; benimle bizlenir misin sevgilim? Mutlu sonla biten dizilerimizin başrolü olur, birlikte çay içeriz. Çay da bir şey mi? Suyum ol desen; kendi tenimde açan bir çiçek olurum ben, tomurcuklanırım; yaşamakla sulanır, seninle bir ömür yaşlanmadan yaşarım.
Benden başka birini sevme. Benimle bizlenir misin sevgilim? Sana içimden söylediğim “evet”lerin yeni doğmuş kardeşi olsun “evet” in. Razıyım; benden çok sonra sevsen bile beni, razıyım ben bize.
Heder defterimin ederi olmayan tükenişindeyim. Haydi, bana bir tabut söyle; şöyle afili olsun.
Sen manzaralı, bol sen topraklı ve bir de bol çiçekli olsun. Kendime açmadan kendimde solmanın küçük bir bahanesi olsun.
Kınama sevgilim; kader öldürüyorsa bu laneti yapacak bir şey yok. Senden başka birini sevemem.
Sen manzaralı, bol sen topraklı ve bir de bol çiçekliyim artık ben. Ölülerin aşkları olmaz sevgilim;
Cennette buluşmak da hikâye… Cennetim sendin zaten. Dünyevi cennetimin ahretlik tablosu; farkında olmadan yine sana ölmüşüm ben…
Dilara AKSOY