ruhumda jilet izleri
omzunda papatya naifliği
ve sesinde hasretlik bir tebessüm.
acılarına sarılırdım
daha steril bir çocuk olsam.
“Biz farklı dünyaların insanlarıyız!”
-ne kadar insanız?-
ancak, sentetik ütopyalarda kesişiyor yollarımız
ki yolları seviyor olmalıyız,
her tozlu çocukluk gibi.
ve her çocukluk, adam akıllı bir hüzündür
benim serpildiğim iklimlerde.
her neyse…
çamurla karışık hüzün bürüyor
Ankara sokaklarını ve sen
nedense bana hep yalnız görünüyorsun.
yalnızlığın bir çocuksu yalınlık
yahut zihnimde dönüşüyorsun.
şizofrenik sevincim sevgilim;
bir delinin ritmik adımları kadar doğal
bir şairin konuşması kadar felaket.
iş bu minval üzre sevgilim;
gittikçe biraz sen oluyorum,
birazda senin istediğin adam.
ama bu hikayede ben neredeyim?
S.t.