Sen kırmızısın diye mahcup bu şehir,
başka şehre aitsin diye mahzun.
Sen saçlarını savurursan hırçın,
edalı bakış atsan durgun.
Sen güzde yaşarken müzeyyen bu şehir,
baharda gülümserken mülevven.
Sen zamansız büyürken yaşlanır,
üzülürken her zerresi başkaldırır.
Sen munis-nazarsın diye renk dolu bu şehir,
göz sürmediğin her yer griden en koyu.
Sen gönül yolu açtın diye tuzaksız,
öyle ki yollarına revan her gönle uzaksız.
Sen varken güzel o şehir;
oradasın diye özel.
Sen yoksan her şehir elem.