Asıl önemli olan kendimizi kabul etmek. Eksiltmek yada artırmak değil sadece kabul etmek.
Düşündüklerimizi sıralayıp aslında ne kadar önemsiz olduklarını anlamak. Seni iyi yapan şeyler neler? Bunlar sadece sana göre mi iyi yoksa çevren de mi bu özelliklerinin iyi olduğunu düşünüyor? Gibi sorular sormak kendi kendine. Hiçbir şeyi tamamen yok edemeyeceğinin farkına varmak. Kibir, öfke, nefret, kaos, kıskançlık, aşağılık kompleksi. Bunların ve türevlerinin asla bir sonu yok. Nedenleri ve ölçüsü bizim elimizde diye düşünebiliriz. Ama atladığımız şey şu ki; yalnız değilsin. Yalnız kalmak baya bir zor olduğuna göre… Evet evet daha suçlanacak çok kişi var. Sadece etrafımızdakileri suçlarsak bu bizi bencil ve zalim yapar. Böyle bir durumda sevilmeye değer olacağımızı pek sanmam. Kendimizi aşağıda görüp hep kendimize yüklenirsek de kibirli biri olup çıkarız. Bizi kemiren düşüncelerden kurtulmak… İşte bu bizim elimizde gerçekten. Kararlı olmayı da inatçılıkla karıştırmamak gerek elbette. Tabi etrafımızdaki insanları önemsemiyorsak başka. Enin de sonunda biri galip gelir. İnatçılık mı? Yoksa kararlılık mı? Karar vermeden önce gözlerin içine bakmalı. Aradığımız cevap orada olacaktır.
Hayır demeyi de bilmeli mesela. Yeri geldiğinde kendine bile hayır demeli.
Doğru noktada hayır diyememek, bir felaketin temelini hazırlamak gibidir.
En sevdiğim de başkalarının söylediklerini kafaya takılması. Bunun için yazılmış eminim bir çok güzel dizeler vardır ama gerçekten büyütülecek bir mesele olmadığının farkında olmalıyız.
Tek bir sefer yapabileceğine söz verirsen bir taktik vereceğim. Ama cidden tek bir kere yapman gerek aksi taktirde kendini dipsiz bir kuyunun dibine düşmüş bulursun.
Gözünü kapat ve her şeyini tek seferde yada parça parça, yavaş yavaş kaybettiğini düşün. Bütün sevdiklerin, hoşlandığın şeyler, geriye hiçbir şeyin kalmadı. İlk bir kaç gününü sonra takip eden bir kaç ayı düşün. Çok üzüldün değil mi? Ama sen de hissediyorsun artık. Evet evet aynen öyle “Geçiyor”. Bütün kötü insanlar kötü düşünceler ve kötü olan daha ne varsa azala azala uzaklaşıyor.
Ama sakın direkt çöpe atma onları.Hiç istemesen de onlara da ihtiyacın olacak. Hem zaten insan doğası gereği kendine acı çektirmeyi sever.
Birazdan gözünü açacaksın bu yüzden artık toparlanma vakti. Her şeyini kaybettiğin bu gerçeklikten çıkıyorsun.
Artık neyin önemli olduğunu anladın sanırım.
Unutmadan en önemlisi de gülümseyebilmek. Öyle dudaklarınla yaptığın fiziki eylemden bahsetmiyorum sadece. Ruhunda da gülümsemeyi unutma…