Öyle bir an gelir ki zincirlere vurduğun aşık olmayı yasakladığın kalbin tüm zincirlerini kırarcasına çarpmaya başlar. Sen çarpmasını durdurmaya çalıştıkça o daha da hızlı çarpmaya başlar. Ürkütür seni bu durum. Çünkü kalbinin tekrar hırpalanmasından korkarsın. İstediğin kadar ürk ya da kork. Kalbin kilit vurduğun o zincirlerin her birini tek tek açar. Artık o da özgür olmak ister. “Yeter beni zorla zincirlere vurduğun!” der ve tüm zincirlerini açıp özgürlüğünü doyasıya yaşar. Aşkla sadakatle güvenle sevgiyle mutlulukla huzurla doldurur içini. Sonra sanki tam orta yerine bir şeyler saplanıverir. İçine özgürlükle beraber dolan tüm duygular yok olmaya başlar. İçindeki duygular yok oldukça tam o orta yeri sızlamaya başlar. İçi boşalır. Bomboş kalır… Bomboş kalmış kalp: Üzülme sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın. Özledin ağladın güldün şarkılar söyledin düşündün şiirler yazdın. “Peki o ne yaptı?” deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta.