Selam!Pek havalı bir giriş veya başlık yazamadığımı fark etmişsinizdir herhalde ama normalde de pek havalı (tamam kabul ediyorum hiç havalı) olmayan bir insandan bahsediyoruz yani BEN.Ah sanırım beni ilk defa duyan,zaten başka nerede duyacaksanız(saçmalıyorum işte),insanlara karşı kendimi bu kadar eziklemem pek doğru olmadı ama bu kimin umurunda artık bir an önce başlamam gerek çünkü ne anlatacaksan anlat ve defol git sıkmaya başladın gibi şeyler dediğinizi duymaya başlamış gibiyim.O yüzden başlıyorum.Neyi anlatmam gerektiğini biliyorum ama bunu nasıl anlatabileceğimi bilmiyorum.Böylesine büyük bir acı kelimelerle ifade edilebilir mi?İşin kötü tarafı bir şekilde ifade etsem bile kendimi, acım hafiflemiyor.Sanırım bu yüzden boş verdim herkesi,her şeyi ve tüm yaşanılanları.İnsan boş verince düşünmeyi de kesebilse keşke ama olmuyor zaten olsaydı şu an bunları yazmak yerine daha farklı şeyler yapıyor olurdum.Sürekli yerimde saymak yerine bir şekilde hayatıma devam ederdim işte ama olmadı böyle devam edersem de olmayacak.Artık olanları anlatmak istiyorum ama tepkinizden de korkuyorum gerçi bu yazıyı büyük ihtimal sadece bir kişi falan okur ama umurumda değil bir şekilde içimde ki zehri akıtmam gerek.(Bunu yazarak yapıyor olması yani intikam almak yerine zehir akıtmak için yazıyı seçmiş olması yazarın eziklik şovlarından biridir fazla takılmayın böyle şeylere).Aslında olayları direk yüzeysel anlatmalıyım sanırım AH TANRIM ÇOK KONUŞTUM.Tamam başlıyorum.
En yakın çocukluk arkadaşlarımdan oluşan bir adet ergen grupla beraber gece 2 sularında yazlığımızın çardağında oturuyorduk,daha doğrusu diğer arkadaşlarım otururken ben ve en iyi arkadaşım ayakta saçma sapan hareketler yapıp,dans edip,bağıra bağıra şarkılar söylerken diğer arkadaşlarımız bizi sürekli sessiz olmamız gerektiği ile ilgili uyarıp havuzun çevresindeki evleri rahatsız edeceğimizi ve bizi buradan kovacaklarını söylüyorlar idi.Tabii ki ben ve en iyi arkadaşım bunu umursamıyorduk ama bir süre sonra bu uyarılar canımızı sıkmaya başlamıştı ve en iyi arkadaşımla beraber aşağıdaki siteye inip oradaki insanları rahatsız etmenin daha doğru olacağı kanaatine varmıştık.(Diğer arkadaşlarımızı ikna etmek pek zor olmamıştı.)AH Sanırım bu hayatımda aldığım en boktan karardı hatta sanırım değil bu direkt olarak hayatımda aldığım en boktan karardı. Seni geri zekalı gecenin ikisinde aşağıdaki siteye ne bok yemeye gidiyorsun ki?Küfür ettiğim için üzgünüm sadece halla sinirliyim ve hiç olmadığım kadar üzgünüm.Devam ediyorum,aşağı siteye doğru giderken herkes kendi halindeydi herkes mutluydu sıradan bir yazlık gecesiydi işte.Bu arada gece ikide dışarıda olmamı biraz garip karşılamış olabilirsiniz ama yazlıkta iken anneannem ve dedemle olurum ve onlar bu tür şeyleri pek umursamazlar.Her neyse o geceye dönecek olursak oldukça serindi herkes mutluydu herkesin içi huzurla kaplıydı ve mutluyduk.O günden sonra onların arasındayken hiç bir zaman mutlu veya huzurlu hissetmedim tam tersine hep öfkeli hemde huzursuzdum korkarım duygularım bu yaz da bu yönde olacak .Parka vardığımızda tahterevalli denilen o oyuncaklara binme kararı alınmıştı. Açıkçası ben bu karara pek olumlu gözlerle bakmamıştım ama sesimi de çıkarmamıştım.Tahterevalli denilen o lanet şeye bindiğimde karşıma mert geçmişti (adı mert değil,okuyacağını sanmıyorum ama asıl ismini yazmam pek doğru olmaz adı mert’e yakın bir şey siz onu mert yada mert’e yakın bir şey olarak bilin yeter).Biz tahterevalli denilen o oyuncaklarda gülüp eğlenmeye devam ederken kendi aramızda Yasemin veletleri diye adlandırdığımız bizden bir kaç yaş küçük olan bir arkadaş grubundan iki kişi geldi.O salakların isimlerini verebilirim hiç sorun değil.Gerçi sadece birinin adını biliyorum diğerinin adını unutum.(kendimi olaydan ne kadar soyutlama çabasına girdiğimin kanıtı veya asıl kişinin o olmaması)
Ama arkadaşına destek çıktığının yüzde yüz garantisini verebilirim.Gerçi kendi arkadaşlarım bile resmen o Yiğit’e destek çıkmıştı.Suçlayamıyorum da kimseyi.Kendim dışında kimseyi suçlayamıyor gibiyim.Devam ediyorum.O çocukların gelmesini başta pek umursamadık çünkü adı üstünde bizden küçüklerdi takma adı veletler olan bir arkadaş grubundan bahsediyoruz,onları neden umursayalım ki ?Oyunumuza katılma kararı aldılar yine pek istemediğim halde sesimi çıkarmadığım olaylardan biriydi.Şansa mert ve benim bindiğimiz oyuncağın kenarına oturma kararı aldılar ve ah yine şansa veya kader veya şansızlığa veya belkide o kadar büyütmemeliyim o oyuncaklardan yere düştüler.Ve ah nedenini bilmiyorum ama konu benim kiloma geldi.Yani o lanet oyuncaklardan düşmelerini benim kiloma bağladılar.Bu şey gibi hani derste herkes konuşur ve hiç konuşmadığınız halde öğretmeniniz OĞLUM/KIZIM Bİ SUSMADIN SABAHTAN BERİDİR YEAIIAĞĞĞ diye hayvanımsı bir şekilde bağırır ve siz (böyle ciddi(!) bir yazıda böyle bir kelimeyi kullanmam pek hoş değil farkındayım) göt gibi ortada kalırsınız ya.Hah o duyguyu sonsuzlukla çarpın ve neler hissetiğimi anlamaya çalışın.Onca insan ve cinsiyetçilik yapmak istemiyorum cinsiyetçi bir insan kesinlikle değilim ama onca erkek arkadaşımın yanında düştüğüm o küçük durumu düşünün?İşin kötü tarafı söyledikleri bununla sınırlı kalmadı.Tabikii devam ettiler.Neriman(adı neriman değil nerimana yakın bir şey tahmin etmesi zor değil ama siz öyle yada böyle en iyi arkadaşım olarak bilin işte daha doğrusu eski en iyi arkadaşım olarak bilin)Neriman o anda berkecan(berkecana yakın bir şey anlayın işte) ile telefonda oyun oynyordu olanların pek farkında değillerdi veya umursamak istememişlerdi,bilemiyorum,bilmek istemiyorum,üzülüyorum.Neriman’a gitmemizle ilgili sinyaller veriyordum ben bu sinyalleri verirken yiğit kişisi yiğitin yanındaki şerefsiz arkadaş kişisi ve en yakın arkadaşlarımdan biri olarak sürekli beraber takıldığım çocukluk arkadaşım olan mert kişisi gülmekten ölmekle meşgullerdi.Tam biz Neriman kişisi ile gitme kararı almışken Yiğit ve şerefsiz arkadaşını benimle yine dalga geçmesi tuttu.Mert gülmekten ölüyordu Berkecan ise olayları şaşkın bir şekilde izliyordu,ne olup bittiğinden habersiz durumdaydı diyebiliriz.Ama umurumda değil ona öfkeliyim.Herkese öfkeliyim ama en çok kendime öfkeliyim.Evet şimdi Yiğit nasıl dalga geçti onu anlatayım.
Biz tam Neriman kişisi ile sitemize dönmeye hazırlanırken Neriman kişisi ‘Biz siteye dönüyoruz’dedi bunun üzerine yiğit ‘Neden Miralay’ın yemek vakti mi geldi’ dedi.Ve tam o anda dünyam başıma yıkıldı.Çok ağırdı gerçekten çok ağırdı.Merak ediyorsanız söyleyeyim ben şişman biri değilim o zamanlar 49 kiloydum ve boyum 1.56 civarıydı yani obezlik bir tarafım yoktu en azından.Neden öyle şeyler dediğine halla anlam veremiyorum ama o günden sonra kendime olan nefretim kat ve kat arttı.Çünkü bunu itiraf etmek zor ama zaten mental bir yeme bozukluğuna sahiptim o zamanlar 14 yaşındaydım şu an 15 yaşındayım ve 13 yaşındayken Bulimia hastasaydım ve geçirdiğim kışta pek iyi değildi.En azından kendimi sevme konusunda.Ve eğer halla yazımı okumaya devam ettiyseniz şunu belirtmek istiyorum LÜTFEN AMA LÜTFEN insanlarla dalga geçmeyin şu an bu satırları yazarken bile gözlerim doluyor bir insanın kendisini sevmesi o kadar çok vakit alıyor ki,şu an bile gözlerim dolu bir şekilde bu satırları yazıyorum.Hayatıma fat skinny bir anorexia hastası olarak devam ediyorum.Anorexia deyince aklınıza genel olarak bir deri bir kemik insanlar geldiğini biliyorum ama anorexia aynı zamanda mental bir hastalık.Kendimi devam edecek kadar iyi hissetmiyorum zaten ödevlerimi tamamlamam gerek ve odamı da temizlemem gerek annem 5 saatir söyleniyor.Bu blogu daha çok içimi dökmek için kullanmayı düşünüyorum pek kimsenin okuyacağını veya umursayacağını sanmıyorum ama sizi seviyorum çocukları!:)