Gündüzünde heyeCAN vardır senin
Akşamında acı tatlı bir telaş
Gecende kavruk yürekler
Göz yaşları acılar hüzünler birde o vardır
Ey heybetli masum, ey çocuksu yaşlı
Sen o hınzır şehir İstanbul’sun
Kalabalıklarının tenha olduğu
Aşıklarının kız kulesi kadar yalnız kaldığı
Kimilerinin dert ortağı kimilerinin dert kaynağı
Sen yabancı şehir İstanbul’sun
Bir kalbi anlatırsın sen bazen
Kaldırım taşı misali nasıl yıprandığını
Sevdanın akışını anlatırsın dar sokaklarında
Nasıl sevildiğini maşukun
Sen ezelden aşkın yoldaşı İstanbul’sun
Ey İstanbul bilir misin?
Rüzgârına binlerce aşığın sevdası konar
Estikçe buram buram aşk kokar
Kiminden menekşe kiminden gül kiminden leylak
Rüzgârın eser durur her aşığın yüreği burkulur
Düşürürsün aklına maşuğun Leyla’sını-mecnun’unu
Sen başkent-i aşk İstanbul’sun
Senin sokaklarında bir kız dolaşır İstanbul bilir misin?
Sana benzer biraz da, senin gibi nazlıdır hani
Kız kulesine benzer bazen, her şeye rağmen dik durur
Bir bakarsın galata kulesi gibidir, her şeye rağmen dik durur
Dertler sardığında etrafını yeni ufuklar arar
Senin kadar güzeldir gözleri gecene benzer
Yüreği Marmara kadar saf sesi martılar kadar özgürdür
Bilir misin İstanbul? Sende bir parçam yaşar
Sen delisin o senden deli
Ey divane şehir sen İstanbul’sun